Akleden Kalbin Çağrısı

İnsanlık serüveni, sahip olduğu büyük bir nimeti ”cennet”i kaybetmekle başladı. Ancak bu kayıp, beraberinde bir sınavı da getirdi: Rabbine verdiği sözü hatırlamak, emanete sahip çıkmak ve yaratılış gayesine uygun bir hayat sürmek. Bugün ise insan sorumluluk bilincinden uzaklaşmış, emaneti unutmuş, özüne yabancılaşmış bir halde, varoluşunun anlamını yitirme tehlikesiyle karşı karşıya. Oysa dünya, adaleti tesis edecek vicdanlı insanlara, merhametle kuşanmış yüreklere ve zulme karşı duracak güçlü bileklere her zamankinden daha çok muhtaç. Bu eser; insanın yaratılış amacını, yeryüzündeki halifelik misyonunu ve emanete dair yükümlülüklerini hatırlatıyor. Kendi benliğinden başlayarak ailesine, içinde yaşadığı topluma ve tüm insanlığa karşı sorumlu olan bireyin adalet, merhamet ve iyilik bilinciyle hareket etmesi gerektiğini vurguluyor. “İyiliği emredip kötülükten sakındırmak” ilkesinin, sadece bireysel bir görev değil, toplumların geleceğini şekillendiren temel bir sorumluluk olduğunu anlatıyor. İnsan, Rabbine verdiği sözü unutmadığı sürece hakikati aramaya ve onu yaşamaya devam edecektir. Ancak emaneti terk eden, adaleti ve merhameti göz ardı eden bir insan, ne bireysel huzura ulaşabilir ne de toplumsal barışı sağlayabilir. Tarih boyunca insan, inancı ve vicdanı doğrultusunda hareket ettiği sürece yükselmiş, emaneti terk ettiği noktada ise düşüşe geçmiştir.
Bu kitap, çağın vicdan sahibi insanlarını özlerine dönmeye, emanete sahip çıkmaya ve daha adil, merhametli bir dünyanın inşası için harekete geçmeye davet ediyor.
Yüce Allah bu küçük gayreti, katında salih olan amellerden eylesin…
- Açıklama
İnsanlık serüveni, sahip olduğu büyük bir nimeti ”cennet”i kaybetmekle başladı. Ancak bu kayıp, beraberinde bir sınavı da getirdi: Rabbine verdiği sözü hatırlamak, emanete sahip çıkmak ve yaratılış gayesine uygun bir hayat sürmek. Bugün ise insan sorumluluk bilincinden uzaklaşmış, emaneti unutmuş, özüne yabancılaşmış bir halde, varoluşunun anlamını yitirme tehlikesiyle karşı karşıya. Oysa dünya, adaleti tesis edecek vicdanlı insanlara, merhametle kuşanmış yüreklere ve zulme karşı duracak güçlü bileklere her zamankinden daha çok muhtaç. Bu eser; insanın yaratılış amacını, yeryüzündeki halifelik misyonunu ve emanete dair yükümlülüklerini hatırlatıyor. Kendi benliğinden başlayarak ailesine, içinde yaşadığı topluma ve tüm insanlığa karşı sorumlu olan bireyin adalet, merhamet ve iyilik bilinciyle hareket etmesi gerektiğini vurguluyor. “İyiliği emredip kötülükten sakındırmak” ilkesinin, sadece bireysel bir görev değil, toplumların geleceğini şekillendiren temel bir sorumluluk olduğunu anlatıyor. İnsan, Rabbine verdiği sözü unutmadığı sürece hakikati aramaya ve onu yaşamaya devam edecektir. Ancak emaneti terk eden, adaleti ve merhameti göz ardı eden bir insan, ne bireysel huzura ulaşabilir ne de toplumsal barışı sağlayabilir. Tarih boyunca insan, inancı ve vicdanı doğrultusunda hareket ettiği sürece yükselmiş, emaneti terk ettiği noktada ise düşüşe geçmiştir.
Bu kitap, çağın vicdan sahibi insanlarını özlerine dönmeye, emanete sahip çıkmaya ve daha adil, merhametli bir dünyanın inşası için harekete geçmeye davet ediyor.
Yüce Allah bu küçük gayreti, katında salih olan amellerden eylesin…
- Taksit Seçenekleri
- Yorumlar
- Yayınevinin Diğer Kitapları
- Yazarın Diğer Kitapları