Bibliyoterapi Nedir, Nasıl Etki Ediyor?
Terapi, psikolojik sorunların çözümleri için kat edilmesi gereken yolları kapsayan bir tedavi yöntemidir. Pek çok televizyon dizisi ve filminde de karşımıza çıkabilen farklı terapist karakterleriyle dikkat çeken terapi kavramı farklı türlere ayrılabilmektedir. Bu türler arasında en ilgi çekici olanlarından birisi de bibliyoterapidir. Peki, bibliyoterapi nedir?
Bana Bir Masal Anlat
Kaygı, yas, depresyon gibi süreçler herkesi farklı şekillerde de olsa mutlaka etkilemektedir. Bu süreçler, gerek uzun vadede gerek kısa vadede etkilerinin gözlendiği zihinsel ve fiziksel sorunlara evrilmektedir. Çoğunlukla da kişiler, içlerinde bulundukları bu süreçlerin etkilerini doğru analiz edememektedir. Bibliyoterapi ise diğer bütün terapi yöntemleri gibi kişilerin zorluk çektiği bu evreyi anlamlandırabilmesi ve içinde bulunduğu durumu kavradıktan sonra bu zorluğu aşabilecek adımlar atmasını hedeflemektedir. Bu hedefi gerçekleştirirken gücünü de çok tanıdık bir dosttan alır: Kitap. Evet, bibliyoterapide kitaplar ve hikâyeler kullanılmaktadır. Bilinen bir gerçek var ki, kitaplar çok ama çok uzun yıllardır insanoğlunun yaşadığı sorunları geride bırakması için terapötik özellikleriyle destek sunmaktadır.
Gayriresmi Bibliyoterapi Tarihi
Günümüze kadar ulaşan pek çok tedavi yönteminin kökenleri, bilinçli veya bilinçdışı olarak çok ama çok eski çağlara kadar uzanmaktadır. Bazen bir bitkinin tesadüfen kullanılması, bazense laboratuvarlarda uzun uzadıya yapılan deneylerle geliştirilen farklı tedavi yöntemleri bugün insanlığın yararına sunulan birer mucize gibidir. Bibliyoterapi de kökeni Antik Yunan dönemine kadar uzanan bir tedavi yöntemidir. Antik Yunan’da kütüphane girişlerinde ‘İnsan ruhunun iyileştiği yer’ ifadesinin bulunmasının yanı sıra Aristoteles’in edebiyatın insanlarda iyileştirici etkiye sahip olduğuna dönük düşünceleri ve 1200’lü yıllarda insanların iyileştirilmesi için bazı kutsal kitaplara başvurulması gibi örnekler; kitap okumak ve psikolojik tedavi arasındaki ilişkinin ilk emareleri kabul edilebilir. Bu gayriresmi tarihin, bir de resmiyete döküldüğü detaylar var elbette…
Resmî Bibliyoterapi Tarihi
Bibliyoterapi, terapi alanında ilk kez boy gösterdiğinde karşımıza Benjamin Rush çıkıyor. Benjamin Rush, terapi yöntemi olarak bibliyoterapinin kullanılabileceğini ortaya atıyor ancak satırlara dökülmesi 1853 yılını buluyor. John Minson Galt, 1853 yılında yazdığı “Okuma Üzerine Tepki ve Delilik İçin Eğlence” isimli yapıtında okumanın ruh ve akıl hastalarına iyi geldiğini anlatıyor. 20. Yüzyılla birlikte ise Amerika ve Avrupa’da pek çok psikiyatri hastanesine kütüphaneler inşa edilmeye başlıyor. Birinci Dünya Savaşı sonunda duygusal travmalarla boğuşan askerler de bu kütüphanelerdeki kitaplardan faydalanıyor. Dolayısıyla 19. yüzyılda resmî olarak ileri sürülen savlar ve 20. Yüzyılda uygulamalı örnekleriyle bibliyoterapinin bir tedavi yöntemi olarak tercih edilmeye, en azından resmî olarak, başladığını söyleyebiliriz.
Bibliyoterapi Nasıl Yapılır?
Psikoterapinin pek çok türüne benzer bir yöntemle uygulanan bibliyoterapi için bir danışan ve bir terapist bir araya gelmektedir. Danışanın hayatında, strese yol açan faktörler ve yaşadığı psikolojik sorunlar terapist tarafından incelenip bir durum tespiti yapılmaktadır. Terapist, bu tespitleri ışığında danışana okuması için bazı kitapları tavsiye etmektedir. Bu tavsiyeler sonrasında kitap okumak, bibliyoterapinin temelini oluşturan ve tedavi sürecini şekillendiren bir eylem hâlini alır. Buradaki püf nokta ise, terapistin tavsiye ettiği kitapta yatmaktadır. Önerilen kitaplar, danışanın yaşadığı zorluklarla birebir alakalı olmalı, bilhassa ana karakter ile danışanın hayatındaki sorunlar yüksek oranda benzerlik göstermelidir. Danışan, kitabı bitirdikten sonra terapist ile yeniden bir aya gelmeli ve ana karakterin yaşadığı sorunlara karşı yaklaşımları ve tercih ettiği çözüm yolları üzerine konuşmalıdır.
Bibliyoterapi Ne İşe Yarar?
Bibliyoterapi yöntemiyle tedaviyi tercih eden kişilerin, her şeyden önce okumayı gerçekten sevmesi veya okumayı sevebileceğini düşünmesi gerekmektedir. Terapistin önerileri çerçevesinde kurmaca, kısa hikâye, şiir veya tiyatro oyunları okuyacak olan danışan; bu sürecin başlangıç evresinde yaşadığı sorunları anlamlandırmaya başlayacaktır. Ardından, yaşadığı zorluklara dönük öngörüler kazanacaktır. Bu aşamada yalnız olmadığını, yaşadığı sorunların sadece ona has problemler olmadığını iyice özümseyecektir. Bütün bu farkındalığın hemen ardından, sorunlar için sadece tek bir çözüm yolu olmadığı görülecektir. Farklı çözümlerin her daim mümkün olduğunu kabullenen danışan, onu en çok endişelendiren konulara dönük stratejiler geliştirecek bir bakış açısına kavuşur.
Kendisine dair farkındalığı oldukça artar ve benlik kavramını olumlu bir noktaya çıkarmak için kendisinden emin adımlar atmaya başlar. Okuduğu kitaplar sayesinde olaylara dışarıdan bakma yetisi gelişir ve bu durumda da, dolaylı yoldan, problem çözme becerilerinde artış görülür. Özgüveni gelişen danışan, yaşadığı sorunlara dair konuşma ve bu sorunlar için çözüm üretme yetilerini geliştirir. Kendisini bu konularda daha özgür ve daha girişimci hissedecektir. Düzenli kitap okuma alışkanlığı olan pek çok kişinin farkına varabileceği gibi hayatta problemlerin de iyi veya kötü durumların da benzerlerini yaşayan birileri mutlaka vardır. Hiçbir problem sadece onu yaşayan kişiye has değildir. Bibliyoterapide de bu farkındalık, kitaplar aracılığıyla inşa edilir. Dolayısıyla kişiler, başlarından geçen sorunların benzerlerini yaşayan ve yazan kişilerin olduğunu gördükçe bu sorunları konuşmaya ve sorunlara dair çözümler aramaya dönük çekincelerinde azalma yaşayacaktır.
Başrol Sensin Ama Ya Yan Roller?
Yaşadığımız hayatın, başımıza gelen iyi ve kötü her şeyin başrolü aslında kendimiziz. Bütün sorunlarla, yardım alarak ve birilerine danışarak da olsa, kendimiz başa çıkıyoruz. Ancak hayatta yan roller de var. Bibliyoterapi, kendi hayatımızdaki yan rollerin farkına varmamızı da sağlamaktadır. Okunan kitaplarda sadece ana karakterler değil, yan karakterlerin de ana hikâye kapsamındaki durumlara, sorunlara ve yaşanan zorluklara dair bakış açılarını görme fırsatı yakalayan kişiler; kendi hayatlarını göz önüne getirerek etraflarındaki insanlara dair yaklaşımlarını ve onların bakış açılarını anlayacak bir yol çizecektir.
Bibliyoterapi Hangi Problemlerde İşe Yarar?
Kişiler için edebiyat, “kitap oku ve yeni kitaplar keşfetmeye devam et” mottosuyla sürdürülen bir yaşam gayesiyse; bibliyoterapi sayesinde başka insanların yaşadığı sıkıntılar, onların duyguları ve düşünceleri de kitaplar aracılığıyla gözler önüne serilecektir. Dikkatli gözlerle, empati duygusunu üst seviyeye taşıyan bir yaklaşımla bibliyoterapi kapsamında terapistin önerdiği kitapları okuyanlar; kaygı bozukluklarından farklı türlerdeki depresyonlara, madde kullanımından ikili ilişkilerde yaşanan problemlere varıncaya değin pek çok farklı soruna ve akıllarındaki sorulara cevap bulabilme şansı yakalayacaktır. Ölüm, izolasyon, özgürlük ve yaşama gayesini keşfetme gibi varoluş kökenli endişelere karşı bibliyoterapi kullanımı oldukça sık tercih edilmektedir.
Bibliyoterapi ve Empati
Bibliyoterapi sayesinde kişiler, yapılarındaki empati seviyesini artırma şansı yakalamaktadır. Bu düzey artışı gayriihtiyari veya bilinçli olarak gerçekleştirilmektedir. Kendi yaşadıkları sorunlarla birebir aynı sorunları yaşayan kitap karakterlerini gördükçe kişilerin öfke kontrol problemleri, yas süreçleri ve utangaçlık gibi sorunlarıyla yüzleşme ve bu sorunları geride bırakacak adımlar atma durumları gözlenmektedir. Bunların yanı sıra seksist fikirler, ırkçı düşünceler gibi negatif düşünce biçimleri ve ifade tarzları da bibliyoterapi kapsamında kitap okumak sayesinde geride bırakılabilmektedir.
Yaşadığınız sorunlarla yüzleşmek, o sorunları geride bırakmak ve kendinize tam anlamıyla yepyeni bir sayfa açmak için siz de bibliyoterapiyi tercih edebilirsiniz. Eğitimli terapistlerle iletişime geçerek bu konuda ilk adımları atabilir, bibliyoterapi kapsamında size önerilen kitaplara ise web sitemizden kolayca ulaşabilirsiniz. Hayata bakış açınızı genişletmek ve bambaşka bir pencereden kendinizi izleyebilmek için şimdi bir adım atın.
Diğer adımlar, kendiliğinden gelecektir.