Bismarck
1862 yılında Prusya Kralı I. Wilhelm tarafından başbakan olarak atanıp sol liberal ağırlıklı meclisin karşısına çıkan Otto von Bismarck (1815 – 1898), burada yaptığı konuşma doğrultusundaki icraatıyla tarihe geçmiştir: “Ülkemizin Viyana Antlaşmasıyla çizilmiş sınırları devletimizin varlığını sağlıkla sürdürmesi için elverişli değildir. Günümüzün büyük meseleleri müzakereler ve ekseriyet kararlarıyla değil, kan ve demirle çözülecektir.” Bismarck, Harbiye Bakanı Roon’un ordu reorganizasyonu ve Genelkurmay Başkanı Moltke’nin savaş stratejisi üzerinde yükselen bu kan ve demir siyasetiyle, Alman birliğini sağlamıştır. Prusya önderliğinde bir araya getirdiği Alman dil ve kültür dairesine mensup küçük devletler, peşpeşe savaşlarla Danimarka’yı, Avusturya’yı ve Fransa’yı yenerek 1871 yılında Alman İmparatorluğu’nu kurmuştur. Bu gelişmenin ardından Avrupa siyaseti üzerinde Bismarck’ın artan etkisi, Ayastefanos Antlaşması’nın ağır hükümlerini yumuşatarak Osmanlı’ya hayat öpücüğü veren 1878 Berlin Kongresi’nde kendini bir kez daha hissettirmiştir.
Bismarck, başarılarını tek bir askere komuta etmeden, mecliste çoğunluğa hâkim olmadan ve ayrıca kendisine tepki duyan bir halka rağmen elde etmiştir. Kurduğu yönetim sistemi, tahakkümcü kişiliğiyle çevresindekiler üzerinde elde ettiği şahsi güce dayanmaktadır. Her türlü kişi, kavram ve kurumu işine göre kullanıp atmış, zekâsı ve kıvrak manevralarıyla en güçlü partileri alt etmiştir. Yeni Kayzer II. Wilhelm, 1890 yılında Bismarck’ın istifasını isterken şöyle diyecektir: “İktidar şehveti bu asil ve büyük adamın üzerinde şeytani bir hâkimiyet kurmuştu.” Öte yandan Bismarck, iş kazası sigortasıyla yaşlılık ve malullük sigortasını yürürlüğe sokarak ülkesini dünyanın ilk sosyal refah devleti haline getiren siyasetçidir.
Tarih profesörü Jonathan Steinberg, elinizdeki kitapta Bismarck’ın uygulamaya başladığı kan ve demir siyasetini kendilerine göre geliştirerek devam ettiren Alman liderlerinin Avrupa siyasetini hangi yola soktuklarını vurgulamaktadır: Bismarck’ın kurduğu devletin başında Birinci Dünya Savaşı’nda Kayzer II. Wilhelm, İkinci Dünya Savaşı’nda ise Hitler vardır.
- Açıklama
1862 yılında Prusya Kralı I. Wilhelm tarafından başbakan olarak atanıp sol liberal ağırlıklı meclisin karşısına çıkan Otto von Bismarck (1815 – 1898), burada yaptığı konuşma doğrultusundaki icraatıyla tarihe geçmiştir: “Ülkemizin Viyana Antlaşmasıyla çizilmiş sınırları devletimizin varlığını sağlıkla sürdürmesi için elverişli değildir. Günümüzün büyük meseleleri müzakereler ve ekseriyet kararlarıyla değil, kan ve demirle çözülecektir.” Bismarck, Harbiye Bakanı Roon’un ordu reorganizasyonu ve Genelkurmay Başkanı Moltke’nin savaş stratejisi üzerinde yükselen bu kan ve demir siyasetiyle, Alman birliğini sağlamıştır. Prusya önderliğinde bir araya getirdiği Alman dil ve kültür dairesine mensup küçük devletler, peşpeşe savaşlarla Danimarka’yı, Avusturya’yı ve Fransa’yı yenerek 1871 yılında Alman İmparatorluğu’nu kurmuştur. Bu gelişmenin ardından Avrupa siyaseti üzerinde Bismarck’ın artan etkisi, Ayastefanos Antlaşması’nın ağır hükümlerini yumuşatarak Osmanlı’ya hayat öpücüğü veren 1878 Berlin Kongresi’nde kendini bir kez daha hissettirmiştir.
Bismarck, başarılarını tek bir askere komuta etmeden, mecliste çoğunluğa hâkim olmadan ve ayrıca kendisine tepki duyan bir halka rağmen elde etmiştir. Kurduğu yönetim sistemi, tahakkümcü kişiliğiyle çevresindekiler üzerinde elde ettiği şahsi güce dayanmaktadır. Her türlü kişi, kavram ve kurumu işine göre kullanıp atmış, zekâsı ve kıvrak manevralarıyla en güçlü partileri alt etmiştir. Yeni Kayzer II. Wilhelm, 1890 yılında Bismarck’ın istifasını isterken şöyle diyecektir: “İktidar şehveti bu asil ve büyük adamın üzerinde şeytani bir hâkimiyet kurmuştu.” Öte yandan Bismarck, iş kazası sigortasıyla yaşlılık ve malullük sigortasını yürürlüğe sokarak ülkesini dünyanın ilk sosyal refah devleti haline getiren siyasetçidir.
Tarih profesörü Jonathan Steinberg, elinizdeki kitapta Bismarck’ın uygulamaya başladığı kan ve demir siyasetini kendilerine göre geliştirerek devam ettiren Alman liderlerinin Avrupa siyasetini hangi yola soktuklarını vurgulamaktadır: Bismarck’ın kurduğu devletin başında Birinci Dünya Savaşı’nda Kayzer II. Wilhelm, İkinci Dünya Savaşı’nda ise Hitler vardır.
- Taksit Seçenekleri
- Axess KartlarTaksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim254,20254,202132,18264,37389,82269,45645,76274,54931,07279,62Finansbank KartlarıTaksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim254,20254,202132,18264,37389,82269,45645,76274,54931,07279,62Bonus KartlarTaksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim254,20254,202132,18264,37389,82269,45645,76274,54931,07279,62Paraf KartlarTaksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim254,20254,202132,18264,37389,82269,45645,76274,54931,07279,62Maximum KartlarTaksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim254,20254,202132,18264,37389,82269,45645,76274,54931,07279,62World KartlarTaksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim254,20254,202132,18264,37389,82269,45645,76274,54931,07279,62Diğer KartlarTaksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim254,20254,202--3--6--9--
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
- Yayınevinin Diğer Kitapları
- Yazarın Diğer Kitapları