BRİQ Kuşak ve Yol Girişimi Dergisi Cilt: 2 Sayı: 2 Bahar 2021
Bilimsel ve teknolojik gelişmenin çıkış noktası toplumsal ihtiyaçlardır. Günümüz açısından bakıldığında insanlığın ortak geleceğini tehdit eden devasa sorunlar, bilimsel ve teknolojik ilerlemeler vasıtasıyla çözülmeyi beklemektedir.
Yerküremizi tehdit eden sorunların çözümünde iki ayrı tutum ortaya çıkmaktadır. Gelişmiş kapitalist ülkelerin sorunları ele alış biçimi ve çözüm yaklaşımı, çözümsüzlüktür. Emperyalist/kapitalist sistemin merkezleri açısından çözüm, sorunların yükünün gelişen dünya ülkelerine yıkılması, böylelikle neoliberal sistemin belirli bir süre daha devamının sağlanmasıdır. Doğayı yıkıma uğratan sorunların kaynağı, bu sistemin bizatihi kendisidir. Bu sorunların çözümüne yönelik uğraşlar, hiçbir şekilde özel çıkar sağlamamakta veya kar getirmemektedir. Özetle, insanlığın ortak geleceğini güvence altına almak için zorunlu olan, dünya çapında büyük ölçekli kamusal yatırım ve planlamaları yapmak, kapitalist merkezlerde söz konusu bile edilmemektedir. Dolayısıyla, gelişmiş dünya ülkeleri için dünyanın geri kalanıyla bilimsel ve teknolojik işbirliğine yönelik bir yaklaşım yoktur.
İkinci perspektifin sahibi ise gelişen dünya ülkeleridir. Gelişen dünya ülkelerinin önceliği, sürdürülebilir bir ekonomik kalkınmadır. Gelişen dünya ülkelerinin büyük çoğunluğu, 1980'1i ve 1990'11 yıllar boyunca Dünya Bankası ve IMF'nin borçlanma programlarına bağlanarak ağır dış borçlar altında hareket edemez hale gelmiştir.
Oysa salgın sürecindeki gelişmeler, neoliberal sistemin karşısında kamucu sistemin üstünlüğünü açık bir şekilde ortaya koymuştur. Kamucu politikalar, küresel düzeyde ekonomik sarsıntıya yol açan salgının, olumsuz sonuçlarını bertaraf etmede daha başarılı olmanın şartı haline gelmiştir.
Bu koşullar altında, gelişen dünya ülkelerinin önünde sürdürülebilir kalkınma için planlı ve kamu ağırlıklı karma ekonomi modeli uygulamak dışında bir çare bulunmamaktadır. Sürdürülebilir kalkınma da, bilim ve teknoloji alanında atılımı zorunlu kılmaktadır. Bu zorunluluk, ekonomiden, ulusal güvenliğe ve dış siyasete birçok konuda olduğu gibi bilim ve teknoloji alanında da gelişen dünya ülkeleri arasında işbirliğini dayatmaktadır. İşte bu aşamada, Kuşak ve Yol Girişimi'nin (KYG) sunduğu fırsat gelişen dünya ülkelerinin önündedir. KYG'nin "paylaşarak gelişme" ilkesi bilimsel ve teknolojik işbirliği için de geçerlidir. KYG'nin önerdiği işbirliği modeli, ülkeler ve toplumlar düzleminde bütünsel bir paradigma değişikliğini ortaya koymaktadır. Bu değişikliğin özü ise, bireyciliğin karşısında toplumculuk, dar rekabetçiliğin karşısında paylaşma olarak ifade edilebilir. insanlığın ortak geleceğini güvenceye alacak anahtar da buradadır.
Bu kapsamda Çin Bilimler Akademisi (CAS) ve TÜBİTAK'ın da içinde yer aldığı Uluslararası Bilim Kuruluşları Birliği (ANSO), ülkelerin belirli ihtiyaçlarına yönelik somut işbirliklerini hayata geçirmeye başlamıştır.
"Paylaşarak gelişme" temelinde geliştirilecek işbirliği, gelişen dünya ülkelerine kendi kalkınmalarını gerçekleştirme imkanı sunmaktadır. Aynı zamanda, başta Türkiye ve Çin gibi öncü ülkeler olmak üzere gelişen dünya devletlerine, bilim kuruluşlarına, bilim insanlarına ve aydınlarına, insanlığın ortak geleceğini tehdit eden devasa sorunların çözümü için bir görev yüklemektedir.
- Açıklama
Bilimsel ve teknolojik gelişmenin çıkış noktası toplumsal ihtiyaçlardır. Günümüz açısından bakıldığında insanlığın ortak geleceğini tehdit eden devasa sorunlar, bilimsel ve teknolojik ilerlemeler vasıtasıyla çözülmeyi beklemektedir.
Yerküremizi tehdit eden sorunların çözümünde iki ayrı tutum ortaya çıkmaktadır. Gelişmiş kapitalist ülkelerin sorunları ele alış biçimi ve çözüm yaklaşımı, çözümsüzlüktür. Emperyalist/kapitalist sistemin merkezleri açısından çözüm, sorunların yükünün gelişen dünya ülkelerine yıkılması, böylelikle neoliberal sistemin belirli bir süre daha devamının sağlanmasıdır. Doğayı yıkıma uğratan sorunların kaynağı, bu sistemin bizatihi kendisidir. Bu sorunların çözümüne yönelik uğraşlar, hiçbir şekilde özel çıkar sağlamamakta veya kar getirmemektedir. Özetle, insanlığın ortak geleceğini güvence altına almak için zorunlu olan, dünya çapında büyük ölçekli kamusal yatırım ve planlamaları yapmak, kapitalist merkezlerde söz konusu bile edilmemektedir. Dolayısıyla, gelişmiş dünya ülkeleri için dünyanın geri kalanıyla bilimsel ve teknolojik işbirliğine yönelik bir yaklaşım yoktur.
İkinci perspektifin sahibi ise gelişen dünya ülkeleridir. Gelişen dünya ülkelerinin önceliği, sürdürülebilir bir ekonomik kalkınmadır. Gelişen dünya ülkelerinin büyük çoğunluğu, 1980'1i ve 1990'11 yıllar boyunca Dünya Bankası ve IMF'nin borçlanma programlarına bağlanarak ağır dış borçlar altında hareket edemez hale gelmiştir.
Oysa salgın sürecindeki gelişmeler, neoliberal sistemin karşısında kamucu sistemin üstünlüğünü açık bir şekilde ortaya koymuştur. Kamucu politikalar, küresel düzeyde ekonomik sarsıntıya yol açan salgının, olumsuz sonuçlarını bertaraf etmede daha başarılı olmanın şartı haline gelmiştir.
Bu koşullar altında, gelişen dünya ülkelerinin önünde sürdürülebilir kalkınma için planlı ve kamu ağırlıklı karma ekonomi modeli uygulamak dışında bir çare bulunmamaktadır. Sürdürülebilir kalkınma da, bilim ve teknoloji alanında atılımı zorunlu kılmaktadır. Bu zorunluluk, ekonomiden, ulusal güvenliğe ve dış siyasete birçok konuda olduğu gibi bilim ve teknoloji alanında da gelişen dünya ülkeleri arasında işbirliğini dayatmaktadır. İşte bu aşamada, Kuşak ve Yol Girişimi'nin (KYG) sunduğu fırsat gelişen dünya ülkelerinin önündedir. KYG'nin "paylaşarak gelişme" ilkesi bilimsel ve teknolojik işbirliği için de geçerlidir. KYG'nin önerdiği işbirliği modeli, ülkeler ve toplumlar düzleminde bütünsel bir paradigma değişikliğini ortaya koymaktadır. Bu değişikliğin özü ise, bireyciliğin karşısında toplumculuk, dar rekabetçiliğin karşısında paylaşma olarak ifade edilebilir. insanlığın ortak geleceğini güvenceye alacak anahtar da buradadır.
Bu kapsamda Çin Bilimler Akademisi (CAS) ve TÜBİTAK'ın da içinde yer aldığı Uluslararası Bilim Kuruluşları Birliği (ANSO), ülkelerin belirli ihtiyaçlarına yönelik somut işbirliklerini hayata geçirmeye başlamıştır.
"Paylaşarak gelişme" temelinde geliştirilecek işbirliği, gelişen dünya ülkelerine kendi kalkınmalarını gerçekleştirme imkanı sunmaktadır. Aynı zamanda, başta Türkiye ve Çin gibi öncü ülkeler olmak üzere gelişen dünya devletlerine, bilim kuruluşlarına, bilim insanlarına ve aydınlarına, insanlığın ortak geleceğini tehdit eden devasa sorunların çözümü için bir görev yüklemektedir.Format:Kitap %18
- Taksit Seçenekleri
- Axess KartlarTaksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim75,0075,00239,0078,00326,5079,50613,5081,0099,1782,50Finansbank KartlarıTaksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim75,0075,00239,0078,00326,5079,50613,5081,0099,1782,50Bonus KartlarTaksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim75,0075,00239,0078,00326,5079,50613,5081,0099,1782,50Paraf KartlarTaksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim75,0075,00239,0078,00326,5079,50613,5081,0099,1782,50Maximum KartlarTaksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim75,0075,00239,0078,00326,5079,50613,5081,0099,1782,50World KartlarTaksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim75,0075,00239,0078,00326,5079,50613,5081,0099,1782,50Diğer KartlarTaksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim75,0075,002--3--6--9--
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
- Yayınevinin Diğer Kitapları
- Yazarın Diğer Kitapları