Ürün Sepetinize Başarıyla Eklendi
Çanakkale 18 Mart 1915 - Halkkitabevi

Çanakkale 18 Mart 1915Yeni Mecmua'nın Nüsha-ı Fevkaladesi

Stok Kodu
9789753902069
Boyut
16x24
Sayfa Sayısı
384
Basım Yeri
İstanbul
Baskı
1
Basım Tarihi
2006-03
Resimleyen
99fe1e700fff49618fbf966c3718875b
Kapak Türü
Ciltsiz
Kağıt Türü
2. Hamur
Dili
Türkçe
220,00TL
%18 İNDİRİM
180,40TL
Taksitli fiyat : 9 x 22,05TL
Stokta var
9789753902069
423631
Çanakkale 18 Mart 1915
Çanakkale 18 Mart 1915 Yeni Mecmua'nın Nüsha-ı Fevkaladesi
180.40
Çanakkale Zaferi‘nin 91. Mustafa Kemal Atatürk‘ün doğumunun 125. yılına armağandır...Yeni Mecmûa, Ziya Gökalp‘in yönetiminde 1917‘de yayınlanmaya başlayan bir dergi. Yahya Kemal‘den Hamdullah Suphi‘ye kadar bir çok aydının katkıda bulunduğu bir çalışma. İmparatorluğun zor günlerinde ulusal bilinci geliştirme, halkın bozulan moralini yükseltme çabası içinde olan, İttihâd ve Terakki Fırkası‘nın da desteklediği bir yayın. 1918 yılının ilk yarısında Birinci Dünya Savaşı devam ediyor, Yeni Mecmûa da ulusal bir söylemle yayınlarını sürdürüyordu ve o yıl Çanakkale Savaşı‘nın 3. yıldönümüydü.Savaşın sonu iyi görünmüyor, ülke bir ‘bilinmeze‘ doğru sürükleniyordu. İşte böyle bir dönemde tarihin en görkemli savunmalarından birini ‘özel sayı‘ ile anmanın yerinde olacağı düşünülmüş ve elinizdeki bu sayı hazırlanmıştı. Murat Çulcu‘nun titizlikle hazırlayıp, ayrıntılı bir ‘sunuş‘la, dönemi, dergiyi ve Ziya Gökalp‘i anlattığı yazısı açıklayıcı bir özellik içeriyor. Yeni Mecmûa‘nın Nüsha-i Fevkalâdesi‘nde yer alan tüm makaleler ve edebi yazılar ana hatları itibariyle Ziya Gökalp‘in "Türkleşmek-İslâmlaşmak-Muasırlaşmak" düşüncesiyle uygunluk taşıyordu. Sayısı 75‘i bulan yorum, anı, söyleşi, inceleme, hikâye, şiir vb. yazıların yer aldığı dergide en dikkati çekici bölümlerden birisi de Rûşen Eşref Bey‘in Mustafa Kemal Paşa ile yaptığı söyleşidir. Bu zor günlerde toplumun beklediği güçlü, kurtarıcı ve önder; Fevkalâde Nüsha‘nın sayfaları arasından tüm İmparatorluk coğrafyasına ve dünyaya haykırıyor: "Ben buradayım ve zamanımı bekliyorum." Bu güçlü adam o zamana kadar fazla öne çıkmaya çalışmayan; verilen görevleri hakkıyla yapan bir konumdan ‘müthiş zamanlamacılığı‘yla tarih sahnesinin önüne çıkıyor. Bu çok değerli tarihsel belgeyi yeni harflerle ilk kez sunmuş olmayı tarihsel bir görev ve sorumluluğumuzun gereği olarak görüyoruz.
Kapat