Cihad Devlet Siyaset_{Aykut Edibali’nin Işığında}

Savaşın, sadece Allah rızası amacıyla, Hz. Ali’ye (ra) atfedilen deyiş ile insanları “öldürmek için değil diriltmek için” yapılacak irade gücüne kavuşulması elbette ki şahsın kendisinde ve fert fert, cihada katılmak isteyen tüm toplumda bir ahlaki inkılap gerektirir.
“Cihan Devleti demek, cihangirlik sevdasına düşmek değildir. Cihan devleti hedefi, insanlara insan oluşlarının gereği bulunan; dil, ırk, sınıf, zümre sınırlarını aşan bir toplum sisteminin taşıyıcısı, yenileştiricisi olduğuna inanan toplumlarda belirir.” (Aykut EDİBALİ, Fetih ve Mesajı, 1974)
Dünya politikasına yön veren beynelmilel güçler büyük ölçüde değişmeden, dünyada sağlam esaslara dayanan bir barış mümkün değildir. Söz konusu hâkim güçlerin buraya kadar izah etmeye gayret ettiğimiz idealleri, ideolojileri, kurguladıkları ekonomik düzen buna müsaade etmez. Bu şartlar altında, milletlerin, gerçek hürriyetler ve adalet içinde yaşamaları son derece zordur. Dünyanın yeni bir toplum ve insan tipine davet edilmeye ihtiyacı vardır.
“Orta- Doğu ve Balkanlar bölgesi, Tuna’dan Yemen’e kadar, jeopolitik ve ekonomik bir bütünlük içindedir. “Ne Filistin ne Keşmir ne Kıbrıs ne Türkistan meseleleri yabancı hizmeti ile çözülebilecek meseleler değildir. İslam alemi, tarihin, coğrafyanın ve ekonominin zaruri olarak yekpareleştirdiği homojen bir topluluktur. İslam düşmanları, İslam alemini parçalama ve taksim yarışına son vermiş değildir.” (Aykut EDİBALİ, Ürdün İç Harbi’nden Alınacak Dersler, 1970) Bu tarihi realite, her türlü geçici menfaat ayrılığından arınmış idealler etrafında küresel bir güvenlik ittifakı oluşturulmasını ve ortak dış politika hedefleri belirlemeyi zaruri kılacaktır.