Ürün Sepetinize Başarıyla Eklendi
Cinselliğin Tarihi - Halkkitabevi

Cinselliğin Tarihi

Stok Kodu
9789755393902
Boyut
14x22
Sayfa Sayısı
496
Basım Yeri
İstanbul
Baskı
10
Basım Tarihi
2021-02
Çeviren
Hülya Uğur Tanrıöver
Resimleyen
2b45c2bca1ca4cfa8af3a72b3dc04a72
Kapak Türü
Ciltsiz
Kağıt Türü
2. Hamur
Dili
Türkçe
Orijinal Adı
Histoire de la sexualite I: La volonte de savoir Histoire de la sexualite II: L'usage des plaisirs H
370,00TL
%23 İNDİRİM
284,90TL
Taksitli fiyat : 9 x 34,82TL
Stokta var
9789755393902
409626
Cinselliğin Tarihi
Cinselliğin Tarihi
284.90

Hiç tereddütsüz 20. yüzyılın en büyük düşünürlerinden biri olarak görülebilir Michel Foucault. Onun önemi, her şeyden önce, çağdaş Batı felsefesinde tarihdışı niteliğe sahip olduğu kabul edilen “özne” kavramını tarihselleştirme çabasından kaynaklanır. Düşünür, başta elinizdeki kitap olmak üzere birçok çalışmasında öznenin bir felsefi kategori olarak kuruluşuna dair kışkırtıcı sorular ortaya atar: “Özne” dediğimiz şey tarihsel süreç içinde nasıl kurulmuştur? Bu kuruluş sürecini hangi söylemsel çerçeveler, hangi bilgi/iktidar mekanizmaları, hangi hakikat oyunları kuşatır? Bireyselleştikçe, yani kendimizi eylemlerimizin birer “özne”si olarak gördükçe özgürleştiğimiz düşüncesini hangi devasa tertibatlar ayakta tutar?

Cinselliğin Tarihi, kariyeri boyunca akıl hastalığının, tıbbın ve hapishanenin tarihi üzerine kafa yoran Foucault’nun son çalışması olur. Ona göre cinsellik, baskıcı bir iktidarın altında özgürleşme mücadelesi veren doğal bir güdü değil, yeni bir iktidar biçiminin işleyişinde merkezi konumda bulunan bir tertibattır.

Bu tertibat, kendimizi birer “özne” olarak kurmamızda vazgeçilmez işlevler üstlenir; seks etkinliğimizin bizdeki en “doğal”, en “temel”, dolayısıyla da en “öznel” boyut olduğunu tekrar tekrar anımsatır. Bu tertibata göre, bir “özne” olarak kendimizi tanımak istiyorsak, cinsellik denen şey üzerine kafa yormamız, onu alabildiğine anlaşılır kılmamız, söyleme dökmemiz ve ne olduğumuzu ona sormamız gerekmektedir. Ancak, der Foucault, söz konusu tertibat, içimizdeki o meçhul “otantik benliği” açığa çıkardığına inandığımız ölçüde bizimle bütünleşir, görünmez hale gelir ve elimizden kaçar.

Kapat