Düş Fabrikası Yeşilçam
Türkiye’de İkinci Dünya Savaşı sonrasında film üretiminde büyük bir artış yaşanır. Rüsum vergisinde yapılan değişikliklerle birlikte sinema kâr getiren bir meslek kolu haline gelir. Sonrasında yeni film şirketleri açılır. Yeni yönetmenler yetişir. Sinema, bir endüstri olma yolunda hızlı bir şekilde ilerler. Bu anlamda, İstanbul’un Beyoğlu semtindeki sinema salonlarına yakınlığı nedeniyle film şirketlerinin merkezi noktası haline gelen Yeşilçam Sokağı da Türkiye’deki sinema endüstrisinin kalbini oluşturur. Zamanla bu sokağın çevresinde açılan film şirketlerinin ürettiği filmlerin sayısı yılda üç yüze yaklaşır ve sinema sektörü hızlı bir şekilde gelişip büyür. Bu nedenle de Türkiye’nin özellikle de 1960-1975 yılları arasında yapılan film üretiminin neredeyse tamamının gerçekleştiği Yeşilçam, sinema endüstrimizin de adı olur. Türk sineması, sinema yazarları ve basın sıklıkla tarafından Yeşilçam sineması olarak adlandırılır. Bizler de bu kitaba başlarken Yeşilçam’ı popüler ve ticari sinemamızı kapsayan, her şeyden önemlisi sinema endüstrisini yorumlayacağımız bir dönem olarak ele aldık. Kitap içerisinde Yeşilçam’ın birbirinden farklı unsurlarına değinmeye gayret ettik. Yeşilçam’a yukarıdan bir bakış atarak küçümsemek, ötekileştirmek ve değersizleştirmekten ziyade bu periyodu anlamaya, kavramaya ve öğrenmeye çalıştık. Bugünden geçmişe baktığımızda, amacımız ne Yeşilçam’ı yermek ne de olduğundan daha farklı bir konuma yükseltmek… Anakronik bir bakışla tarihi yeniden yazma gibi bir iddiamız yok. Bu kitabın ortaya çıkmasının temel amacı, farklı katmanlarıyla birlikte sinema endüstrimizin işleyişini ortaya koyarak mevcut stereotipik bakışların dışarısında derinlikli bir yaklaşım geliştirebilmek. Bu amaçla da Yeşilçam’ı mitolojisinden üretim, dağıtım, gösterim ağına; ticari örneklerinden ayrıksı örneklerine, gelenekle olan bağından diğer sinemalarla etkileşimine kadar geniş bir yelpazede ele almaya çalıştık.
- Açıklama
Türkiye’de İkinci Dünya Savaşı sonrasında film üretiminde büyük bir artış yaşanır. Rüsum vergisinde yapılan değişikliklerle birlikte sinema kâr getiren bir meslek kolu haline gelir. Sonrasında yeni film şirketleri açılır. Yeni yönetmenler yetişir. Sinema, bir endüstri olma yolunda hızlı bir şekilde ilerler. Bu anlamda, İstanbul’un Beyoğlu semtindeki sinema salonlarına yakınlığı nedeniyle film şirketlerinin merkezi noktası haline gelen Yeşilçam Sokağı da Türkiye’deki sinema endüstrisinin kalbini oluşturur. Zamanla bu sokağın çevresinde açılan film şirketlerinin ürettiği filmlerin sayısı yılda üç yüze yaklaşır ve sinema sektörü hızlı bir şekilde gelişip büyür. Bu nedenle de Türkiye’nin özellikle de 1960-1975 yılları arasında yapılan film üretiminin neredeyse tamamının gerçekleştiği Yeşilçam, sinema endüstrimizin de adı olur. Türk sineması, sinema yazarları ve basın sıklıkla tarafından Yeşilçam sineması olarak adlandırılır. Bizler de bu kitaba başlarken Yeşilçam’ı popüler ve ticari sinemamızı kapsayan, her şeyden önemlisi sinema endüstrisini yorumlayacağımız bir dönem olarak ele aldık. Kitap içerisinde Yeşilçam’ın birbirinden farklı unsurlarına değinmeye gayret ettik. Yeşilçam’a yukarıdan bir bakış atarak küçümsemek, ötekileştirmek ve değersizleştirmekten ziyade bu periyodu anlamaya, kavramaya ve öğrenmeye çalıştık. Bugünden geçmişe baktığımızda, amacımız ne Yeşilçam’ı yermek ne de olduğundan daha farklı bir konuma yükseltmek… Anakronik bir bakışla tarihi yeniden yazma gibi bir iddiamız yok. Bu kitabın ortaya çıkmasının temel amacı, farklı katmanlarıyla birlikte sinema endüstrimizin işleyişini ortaya koyarak mevcut stereotipik bakışların dışarısında derinlikli bir yaklaşım geliştirebilmek. Bu amaçla da Yeşilçam’ı mitolojisinden üretim, dağıtım, gösterim ağına; ticari örneklerinden ayrıksı örneklerine, gelenekle olan bağından diğer sinemalarla etkileşimine kadar geniş bir yelpazede ele almaya çalıştık.
- Taksit Seçenekleri
- Yorumlar
- Yayınevinin Diğer Kitapları
- Yazarın Diğer Kitapları