Ürün Sepetinize Başarıyla Eklendi
Eski Kültürler Seti - Halkkitabevi

Eski Kültürler Seti

Stok Kodu
795879246256
Basım Yeri
İstanbul
Baskı
1
Basım Tarihi
2020
Kapak Türü
Karton Kapak
Kağıt Türü
2.Hamur
Dili
Türkçe
795879246256
638959
Eski Kültürler Seti
Eski Kültürler Seti
59.00
1 - Göbeklitepe Sırları ve Aborjinler - 224 Sayfa
 
Gökkuşağı adını verdikleri renkli bir yılanı kutsal yapan Aborjin yerlileri, sözlü geleneklerinde dilden dile aktardıkları “yılan ile kurbağa”nın öyküsüyle denizlerin, göllerin ve nehirlerin Yaratıldığına inanırlar. Sosyal yaşantılarında sırlarla yüklü ilginç törenler yaratarak inançları gereği düşlerinde gördüklerinin gerçek olduğuna inanırlardı.
Kabile geleneklerini süsleyen gizli şifreler ve sırlar, Göbeklitepe kült alanındaki dikilitaşlar üstünde bulunan desenler ve hayvan resimleriyle bir bağ kurulduğunda benzer bazı ifadelerle örtüştüğü görülecektir. Yüzlerine ve vücutlarına işledikleri bazı desenlerin dikilitaşlar üzerinde görülmesi şaşırtıcı olsa da bir bağlantının kurulabileceğini düşünmekteyiz.
Avustralya’daki kabilelerin 45-50 bin yıl önceleri yaşadığı belirtilmektedir. Göbeklitepe’nin dönemi ise 12 bin yıl öncesine tarihlenmektedir. Aradan geçenuzun süre içinde Aborjin yerlilerinin çoğalmaları nedeniyle göç yoluyla yıldızın başka bölgesine taşındıklarını düşünmekteyiz.
Ali Narçın, göçlerle farklı bölgelere dağılan hem Aborjinlerin sözlü geleneklerinde belirttikleri sırlarla ve hem de Göbeklitepe’deki sırların kısmen de olsa kapılarını aralayarak birbirlerinden kilometrelerce uzaklıktaki bazı yaşam biçimlerini karşılaştırmaktadır. Bu eserde ayrıca aklınıza takılan soruların yanıtlarını da bulacaksınız.
 
2 - Gizlenen Alevilik - 272 Sayfa
 
Yahudi inancının Nil deltasında yayılmasından çok sonraları Mısır’da devasa bir görünüm sergileyen tapınak ve piramit duvarlarına işlenmiş metinlerin bir araya getirilmesiyle “Günle gelecek olanın (Ölüler Kitabı)” adlı dinsel bir eser ortaya çıkar.  Eserin düşünce babası olan Osiris’in titizlikle hazırladığı “Osiris’infelsefesi”nde düşüş başlar. Çünkü bu felsefeyi en iyi şekilde Amon tapınağında yayan RamsesII’nin (Horus adı “User-Maat-Re Setep-En-Re”)  üvey oğlu Musa’ydı. RamsesII’nin baskıcı emriyle Nil deltasından ayrılan Musa’dan sonra Amon tapınağında çok daha farklı dinsel çalkanmalar meydana gelir. Musa, Osiris Felsefesindeki 42 emri yalınlaştırarak 10 emir halinde uygular. Bu uygulama sırasında Amon tapınağında onun da destekleyicileri vardı. Bu destekleyici rahiplerin sayıları bilinmediği için tarih kitaplarında bir sır gibi kalır.Musa’nın yaşadığı tarihlerden yaklaşık 1.280(?) yıl sonra Meryem’in oğlu İsa dünyaya gelir ve belirli bir yaşa ulaşınca kralın diktatörlüğüne karşı ayaklanma başlatır. Bu ayaklanmayı 12 kişiyle organize eder. Oniki kişi daha sonraki yıllarda 12 havari şeklinde dinsel metinlere işlenir.Mısır mitolojisinde ölülerin yargılandığı ve yeniden yaşama başlayacağı söylenen Duat’ta(yeraltı dünyası) güneşin gece yolculuğunun 12 saatte tamamlandığı, 12 ışık merdiveni ve evrene açılan 12 kapıdan söz edilmektedir. Bu sırlarla yüklü ifadelere bakıldığında Amon tapınağında Musa’nın güvenmiş olabileceği rahiplerin 12 sayıyla oluşmuş olacağı fikri akla gelir. Sonraki yıllarda İsa’nın düşünceleri kutsal hale getirilince Yahudilik içinden çıkan Ortodox düşüncesi Hıristiyanlık içinde daha geniş kitlelere ulaşır. Bu felsefe içinde yeni bir oluşum şeklinde ele alınan ancak çok eskilere dayanan “Pocait” inancı belirir ki bu da Anadolu Alevi gelenekleriyle eşit oranda örtüşür. Alevi düşüncesi içinde idol olarak sıralanan 12 imamın 150 yıllık bir periyod içinde oluştuğuna bakıldığında bunun çok ayrıntılı tartışmalar yaratması gerekmektedir. Özellikle 11 imamın eşleri ve yakın akrabaları tarafından zehirlenerek öldürülmeleri de bu tartışmaların içinde yer alması gerekmektedir.Ali Narçın, Alevi felsefesinin İslam dini içinden çıkmadığını, bu felsefenin Osiris Felsefesine yakın olduğunu, özellikle Ortodokslar içindeki “Pocait” düşüncesiyle paralel olduğunu araştırarak bu kitapla okurlarına sunmaktadır.
 
3 - Adalet Tanrıları Kabir Azabı - 224 Sayfa
 
Eski antik Mısır tarihi hala dünya insanlarının ilgisini çekmektedir. O dönemde yaşayanların gelenekleri, inançları, krallık dönemleri, ölü gömme törenleri tartışmalara neden olmuş ve bölgede bulunan en ufak belge günümüze ne tür mesajlar verdiğinin kanıtı olarak koruma altına alınmıştır.

Ölülerini oldukça itinalı bir şekilde mumyalayıp, kefenleyerek lahitlere ve onları da mezar odalarına bırakan Mısırlıların inancında, öldükten sonra yeniden dünyaya gelme inancı yaygın olduğu için ölüme hazırlıklı bir yaşam sürdürürlerdi. Kabir azabında yargılanacakları güne hazırlanmak için doğrulardan şaşmamak kaydıyla yaşamlarını sürdürüyorlardı. Onlar tanrılaştırdıkları Osiris felsefesinde kabir azabıyla ilgili beklenen yargılanma törenine de hazırlıklı olduklarını her defasında hatırlayarak hareketli bir yaşam sürdürmüşlerdi.

Öldükten sonra günahlarla sevapların karşılaştırılarak Tanrıça Maat adına hazırlanan “Maat” adı verilen adalet salonunda 42 adalet tanrısının huzurunda itiraflarda bulunarak sorgulanırlardı. Dürüst bir yaşam sürdüklerini anlatıp, Ra’nın sarayına gitmek için çabalanıyorlardı.
Ali Narcın bu eserinde Osiris felsefesinde belirtilen adalet tanrılarından ve onların uyguladıkları soruşturma anını lirik bir anlatımla ele alıp, ölenin nasıl yargılandığını romansı bir çalışmayla okuruna aktarmaktadır.
 
4 - Kayıp Kıta Mu ve Osiris Dini
 
1934 yılında Albay James Churchward’ın Tibetli rahip Rihi’nin yardımıyla gün yüzüne çıkarmış oldukları 16 bin yıllık “Naa-kal” tabletlerinin transkripsiyonuyla ortaya onemli tarihsel ve dinsel konular çıkar. Bu dinsel konuların ilki batık kıta da egemenlik sürdüren Mu uygarlığında muhteşem törenlerle kutlanan Osiris dininin rahip-yazman Thot tarafından Mısır’a göç yoluyla getirildiği belirtilmektedir. Günümüzdeki dinlere önemli mesajlar veren Mısır’daki Osiris kültü; ezoterik şekliyle hala kilitlendiği sandıktan çıkarılamamıştır.
 

Tüm yaratılış öykülerinde korkunç bir son yaratan tufanların meydana getirdiği tahribatlar, günümüze ulaşması gereken belgeleri de tahrip etmiştir. Mu kıtası doğal afetler nedeniyle sulara gömülmeden önce kıtada yaşayanların güneş kültüyle yakından ilgilendiklerinden dolayı  imparatorluk adına  “Güneş İmparatorluğu” adı verilmişti. Bilindiği gibi Inkalar da kendilerine “güneşin çocukları” adını takmışlardı.
 

Ali Narcın, dosya konusu olan eski Mu inancından Mısır’daki Nil deltasına damlayan bilge Osiris’in yazdıklarıyla yüzlerce dinsel ekolun yararlandığı, onun öne sürdüğü ölümden sonraki yaşam gelenekleriyle yargılama adına itiraflarda  bulunan ruhun hangi aşamalardan geçerek Ra’nın sarayına ulaştığını ince ayrıntılarla ele almıştır.
 
5 - Kırık Tabletler - 316 Sayfa
 
İnsan düşünün ötesinde bir güç olarak tanımlanan “mitoloji” sözcüğü, görüldüğü ve sesli söylendiği zaman içinde inanılmaz gizliliklerin olduğu, ateşlerin konuştuğu, bulutların göklerde yüzdüğü, yıldızların geceleri dünyayı aydınlatmak için yarıştığı, dağların halay çektiği, kuşların gök sunaklarından aşkı kurtardığı gibi imgesel düşünceleri akla getirir. Okyanus derinliği gibi hayallerin rüzgarından kopup günümüze gönderilen ezoterik ifadeler, nedense belleğin içine somut olarak girebilmeyi başaramamıştır. Ancak hayal de olsa neolitik dönemlerden sonra ortaya çıkan yazmanların bu tür imgesel öyküleri daha da süslemek için yarıştığı görülmektedir. O dönemler bu tür ifadelerin ortaya çıktığı dönemler olarak varlığını yazmanlar aracılığıyla günümüze aktarabilmiştir. Ne var ki mitolojik öykülere ilk eleştiriyi getiren Herodot ve Ploton, tarihî değeri ve gerçeklerle ilgisi olmayan sözler şeklinde yorumlamışlardı mitolojiyi.

Ali Narçın, imgesel biçimlerde ele alınan öykülerden yola çıkarak onları günümüz siyasal anlayışına, siyasal aşka ve bedensel birlikteliğe taşımanın yollarını şiirle seçmenin çok daha yalın olabileceğini düşünerek farklı bir çalışma ortaya koymuştur. Bu nedenle gerçek ya da ütopik olayların oluşturduğu görsellikte ve o görselliği belgeleyen tabletlerin içeriğini de önemseyerek farklı bir çizgiyle o inanılmaz dönemi değerlendirmek istedi. Görülecektir ki o dönemin yazmanları bizlere birçok şeyi miras olarak bırakmıştır. Şimdi o paha biçilmez mirasları nedense paylaşamıyoruz?..
  • Açıklama
    • 1 - Göbeklitepe Sırları ve Aborjinler - 224 Sayfa
       
      Gökkuşağı adını verdikleri renkli bir yılanı kutsal yapan Aborjin yerlileri, sözlü geleneklerinde dilden dile aktardıkları “yılan ile kurbağa”nın öyküsüyle denizlerin, göllerin ve nehirlerin Yaratıldığına inanırlar. Sosyal yaşantılarında sırlarla yüklü ilginç törenler yaratarak inançları gereği düşlerinde gördüklerinin gerçek olduğuna inanırlardı.
      Kabile geleneklerini süsleyen gizli şifreler ve sırlar, Göbeklitepe kült alanındaki dikilitaşlar üstünde bulunan desenler ve hayvan resimleriyle bir bağ kurulduğunda benzer bazı ifadelerle örtüştüğü görülecektir. Yüzlerine ve vücutlarına işledikleri bazı desenlerin dikilitaşlar üzerinde görülmesi şaşırtıcı olsa da bir bağlantının kurulabileceğini düşünmekteyiz.
      Avustralya’daki kabilelerin 45-50 bin yıl önceleri yaşadığı belirtilmektedir. Göbeklitepe’nin dönemi ise 12 bin yıl öncesine tarihlenmektedir. Aradan geçenuzun süre içinde Aborjin yerlilerinin çoğalmaları nedeniyle göç yoluyla yıldızın başka bölgesine taşındıklarını düşünmekteyiz.
      Ali Narçın, göçlerle farklı bölgelere dağılan hem Aborjinlerin sözlü geleneklerinde belirttikleri sırlarla ve hem de Göbeklitepe’deki sırların kısmen de olsa kapılarını aralayarak birbirlerinden kilometrelerce uzaklıktaki bazı yaşam biçimlerini karşılaştırmaktadır. Bu eserde ayrıca aklınıza takılan soruların yanıtlarını da bulacaksınız.
       
      2 - Gizlenen Alevilik - 272 Sayfa
       
      Yahudi inancının Nil deltasında yayılmasından çok sonraları Mısır’da devasa bir görünüm sergileyen tapınak ve piramit duvarlarına işlenmiş metinlerin bir araya getirilmesiyle “Günle gelecek olanın (Ölüler Kitabı)” adlı dinsel bir eser ortaya çıkar.  Eserin düşünce babası olan Osiris’in titizlikle hazırladığı “Osiris’infelsefesi”nde düşüş başlar. Çünkü bu felsefeyi en iyi şekilde Amon tapınağında yayan RamsesII’nin (Horus adı “User-Maat-Re Setep-En-Re”)  üvey oğlu Musa’ydı. RamsesII’nin baskıcı emriyle Nil deltasından ayrılan Musa’dan sonra Amon tapınağında çok daha farklı dinsel çalkanmalar meydana gelir. Musa, Osiris Felsefesindeki 42 emri yalınlaştırarak 10 emir halinde uygular. Bu uygulama sırasında Amon tapınağında onun da destekleyicileri vardı. Bu destekleyici rahiplerin sayıları bilinmediği için tarih kitaplarında bir sır gibi kalır.Musa’nın yaşadığı tarihlerden yaklaşık 1.280(?) yıl sonra Meryem’in oğlu İsa dünyaya gelir ve belirli bir yaşa ulaşınca kralın diktatörlüğüne karşı ayaklanma başlatır. Bu ayaklanmayı 12 kişiyle organize eder. Oniki kişi daha sonraki yıllarda 12 havari şeklinde dinsel metinlere işlenir.Mısır mitolojisinde ölülerin yargılandığı ve yeniden yaşama başlayacağı söylenen Duat’ta(yeraltı dünyası) güneşin gece yolculuğunun 12 saatte tamamlandığı, 12 ışık merdiveni ve evrene açılan 12 kapıdan söz edilmektedir. Bu sırlarla yüklü ifadelere bakıldığında Amon tapınağında Musa’nın güvenmiş olabileceği rahiplerin 12 sayıyla oluşmuş olacağı fikri akla gelir. Sonraki yıllarda İsa’nın düşünceleri kutsal hale getirilince Yahudilik içinden çıkan Ortodox düşüncesi Hıristiyanlık içinde daha geniş kitlelere ulaşır. Bu felsefe içinde yeni bir oluşum şeklinde ele alınan ancak çok eskilere dayanan “Pocait” inancı belirir ki bu da Anadolu Alevi gelenekleriyle eşit oranda örtüşür. Alevi düşüncesi içinde idol olarak sıralanan 12 imamın 150 yıllık bir periyod içinde oluştuğuna bakıldığında bunun çok ayrıntılı tartışmalar yaratması gerekmektedir. Özellikle 11 imamın eşleri ve yakın akrabaları tarafından zehirlenerek öldürülmeleri de bu tartışmaların içinde yer alması gerekmektedir.Ali Narçın, Alevi felsefesinin İslam dini içinden çıkmadığını, bu felsefenin Osiris Felsefesine yakın olduğunu, özellikle Ortodokslar içindeki “Pocait” düşüncesiyle paralel olduğunu araştırarak bu kitapla okurlarına sunmaktadır.
       
      3 - Adalet Tanrıları Kabir Azabı - 224 Sayfa
       
      Eski antik Mısır tarihi hala dünya insanlarının ilgisini çekmektedir. O dönemde yaşayanların gelenekleri, inançları, krallık dönemleri, ölü gömme törenleri tartışmalara neden olmuş ve bölgede bulunan en ufak belge günümüze ne tür mesajlar verdiğinin kanıtı olarak koruma altına alınmıştır.

      Ölülerini oldukça itinalı bir şekilde mumyalayıp, kefenleyerek lahitlere ve onları da mezar odalarına bırakan Mısırlıların inancında, öldükten sonra yeniden dünyaya gelme inancı yaygın olduğu için ölüme hazırlıklı bir yaşam sürdürürlerdi. Kabir azabında yargılanacakları güne hazırlanmak için doğrulardan şaşmamak kaydıyla yaşamlarını sürdürüyorlardı. Onlar tanrılaştırdıkları Osiris felsefesinde kabir azabıyla ilgili beklenen yargılanma törenine de hazırlıklı olduklarını her defasında hatırlayarak hareketli bir yaşam sürdürmüşlerdi.

      Öldükten sonra günahlarla sevapların karşılaştırılarak Tanrıça Maat adına hazırlanan “Maat” adı verilen adalet salonunda 42 adalet tanrısının huzurunda itiraflarda bulunarak sorgulanırlardı. Dürüst bir yaşam sürdüklerini anlatıp, Ra’nın sarayına gitmek için çabalanıyorlardı.
      Ali Narcın bu eserinde Osiris felsefesinde belirtilen adalet tanrılarından ve onların uyguladıkları soruşturma anını lirik bir anlatımla ele alıp, ölenin nasıl yargılandığını romansı bir çalışmayla okuruna aktarmaktadır.
       
      4 - Kayıp Kıta Mu ve Osiris Dini
       
      1934 yılında Albay James Churchward’ın Tibetli rahip Rihi’nin yardımıyla gün yüzüne çıkarmış oldukları 16 bin yıllık “Naa-kal” tabletlerinin transkripsiyonuyla ortaya onemli tarihsel ve dinsel konular çıkar. Bu dinsel konuların ilki batık kıta da egemenlik sürdüren Mu uygarlığında muhteşem törenlerle kutlanan Osiris dininin rahip-yazman Thot tarafından Mısır’a göç yoluyla getirildiği belirtilmektedir. Günümüzdeki dinlere önemli mesajlar veren Mısır’daki Osiris kültü; ezoterik şekliyle hala kilitlendiği sandıktan çıkarılamamıştır.
       

      Tüm yaratılış öykülerinde korkunç bir son yaratan tufanların meydana getirdiği tahribatlar, günümüze ulaşması gereken belgeleri de tahrip etmiştir. Mu kıtası doğal afetler nedeniyle sulara gömülmeden önce kıtada yaşayanların güneş kültüyle yakından ilgilendiklerinden dolayı  imparatorluk adına  “Güneş İmparatorluğu” adı verilmişti. Bilindiği gibi Inkalar da kendilerine “güneşin çocukları” adını takmışlardı.
       

      Ali Narcın, dosya konusu olan eski Mu inancından Mısır’daki Nil deltasına damlayan bilge Osiris’in yazdıklarıyla yüzlerce dinsel ekolun yararlandığı, onun öne sürdüğü ölümden sonraki yaşam gelenekleriyle yargılama adına itiraflarda  bulunan ruhun hangi aşamalardan geçerek Ra’nın sarayına ulaştığını ince ayrıntılarla ele almıştır.
       
      5 - Kırık Tabletler - 316 Sayfa
       
      İnsan düşünün ötesinde bir güç olarak tanımlanan “mitoloji” sözcüğü, görüldüğü ve sesli söylendiği zaman içinde inanılmaz gizliliklerin olduğu, ateşlerin konuştuğu, bulutların göklerde yüzdüğü, yıldızların geceleri dünyayı aydınlatmak için yarıştığı, dağların halay çektiği, kuşların gök sunaklarından aşkı kurtardığı gibi imgesel düşünceleri akla getirir. Okyanus derinliği gibi hayallerin rüzgarından kopup günümüze gönderilen ezoterik ifadeler, nedense belleğin içine somut olarak girebilmeyi başaramamıştır. Ancak hayal de olsa neolitik dönemlerden sonra ortaya çıkan yazmanların bu tür imgesel öyküleri daha da süslemek için yarıştığı görülmektedir. O dönemler bu tür ifadelerin ortaya çıktığı dönemler olarak varlığını yazmanlar aracılığıyla günümüze aktarabilmiştir. Ne var ki mitolojik öykülere ilk eleştiriyi getiren Herodot ve Ploton, tarihî değeri ve gerçeklerle ilgisi olmayan sözler şeklinde yorumlamışlardı mitolojiyi.

      Ali Narçın, imgesel biçimlerde ele alınan öykülerden yola çıkarak onları günümüz siyasal anlayışına, siyasal aşka ve bedensel birlikteliğe taşımanın yollarını şiirle seçmenin çok daha yalın olabileceğini düşünerek farklı bir çalışma ortaya koymuştur. Bu nedenle gerçek ya da ütopik olayların oluşturduğu görsellikte ve o görselliği belgeleyen tabletlerin içeriğini de önemseyerek farklı bir çizgiyle o inanılmaz dönemi değerlendirmek istedi. Görülecektir ki o dönemin yazmanları bizlere birçok şeyi miras olarak bırakmıştır. Şimdi o paha biçilmez mirasları nedense paylaşamıyoruz?..
  • Taksit Seçenekleri
    • Axess Kartlar
      Taksit Sayısı
      Taksit tutarı
      Genel Toplam
      Tek Çekim
      59,00   
      59,00   
      2
      30,68   
      61,36   
      3
      20,85   
      62,54   
      6
      10,62   
      63,72   
      9
      7,21   
      64,90   
      Finansbank Kartları
      Taksit Sayısı
      Taksit tutarı
      Genel Toplam
      Tek Çekim
      59,00   
      59,00   
      2
      30,68   
      61,36   
      3
      20,85   
      62,54   
      6
      10,62   
      63,72   
      9
      7,21   
      64,90   
      Bonus Kartlar
      Taksit Sayısı
      Taksit tutarı
      Genel Toplam
      Tek Çekim
      59,00   
      59,00   
      2
      30,68   
      61,36   
      3
      20,85   
      62,54   
      6
      10,62   
      63,72   
      9
      7,21   
      64,90   
      Paraf Kartlar
      Taksit Sayısı
      Taksit tutarı
      Genel Toplam
      Tek Çekim
      59,00   
      59,00   
      2
      30,68   
      61,36   
      3
      20,85   
      62,54   
      6
      10,62   
      63,72   
      9
      7,21   
      64,90   
      Maximum Kartlar
      Taksit Sayısı
      Taksit tutarı
      Genel Toplam
      Tek Çekim
      59,00   
      59,00   
      2
      30,68   
      61,36   
      3
      20,85   
      62,54   
      6
      10,62   
      63,72   
      9
      7,21   
      64,90   
      World Kartlar
      Taksit Sayısı
      Taksit tutarı
      Genel Toplam
      Tek Çekim
      59,00   
      59,00   
      2
      30,68   
      61,36   
      3
      20,85   
      62,54   
      6
      10,62   
      63,72   
      9
      7,21   
      64,90   
      Diğer Kartlar
      Taksit Sayısı
      Taksit tutarı
      Genel Toplam
      Tek Çekim
      59,00   
      59,00   
      2
      -   
      -   
      3
      -   
      -   
      6
      -   
      -   
      9
      -   
      -   
  • Yorumlar
    • Yorum yaz
      Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
  • Yayınevinin Diğer Kitapları
Kapat