Plato’nun Akademia okulunun kapısının üzerinde “geometri bilmeyen içeri giremez” yazarmış. Yüzyıllar boyunca gökyüzünü inceleyen astronomlar, gezegenler arasındaki oranları, geometrik teknikler yardımıyla tespit etmeye çalışmışlardır. Leonardo da Vinci tasarımlarında ve buluşlarında anatomik incelemelerinden yola çıkarak doğanın yaratılış yapıtaşlarını geometri ile çözümlemiştir. Yüzlerce canlıyı ele alan bilim adamları tüm varlıklarda hücreden kemiklere kadar senfonik bir oranlama sisteminin yer aldığını gözlemlemişlerdir.
Geometri bugün hala tüm bilim dallarının kullandığı bir araçtır. Bir harita mühendisi röperlerini hipotenüs kuralına göre belirler. Moleküler biyoloji yada nanoteknoloji ile uğraşan bilim adamları atomların ilişkilerini platonik katıların formlarında şekil aldıklarını çok iyi bilirler. İnşaat mühendisleri kubbe mimarisinde 52° lik açının altında sadece yatay yönde çekme kuvvetleri, üstünde ise sadece basınç kuvvetleri olduğunu geometri sayesinde öğrenmişlerdir. Bir estetik cerrah, Leon Batista Alberti’nin geliştirdiği altın oran bilimi ile müşterilerini tatmin edebilmektedir. Mimarlar, heykeltraşlar ve endüstri ürünleri tasarımcılarının geometriyi kullanma arzuları estetik bir düzen oluşturma arayışlarından kaynaklanmaktadır.