Ürün Sepetinize Başarıyla Eklendi
Faşizm Irkçılık Ayrımcılık Yazıları - Halkkitabevi

Faşizm Irkçılık Ayrımcılık Yazıları

Stok Kodu
9786055580834
Boyut
15x21
Sayfa Sayısı
408
Basım Yeri
İstanbul
Baskı
1
Basım Tarihi
2016-01
Resimleyen
8aa93ccaa0c241afa24ed7319f3c00fd
Kapak Türü
Ciltsiz
Kağıt Türü
2. Hamur
Dili
Türkçe
260,00TL
%10 İNDİRİM
234,00TL
Taksitli fiyat : 9 x 28,60TL
Stokta var
9786055580834
432912
Faşizm Irkçılık Ayrımcılık Yazıları
Faşizm Irkçılık Ayrımcılık Yazıları
234.00

21. yüzyılın ilk çeyreğinde faşizm, ırkçılık, ayrımcılık –şeytan üçgeni– insan(lık)ın acil gündem maddelerini oluşturmaya başlarken; Umberto Eco'nun, “Faşizmin maskesini düşürmek ve ona her an dikkatli olmak” vurgusuyla, “Özgürlük ve kurtuluş asla sonu gelmeyecek bir görevdir. Sloganımız şu olsun: ‘Unutmayın'” diye eklemesi boşuna değil.

Çünkü Samir Amin'in, “Çağdaş kapitalizmin krizi ile faşizmin siyasi sahneye dönüşünü birbirine bağlaması tesadüfi değil”dir.

Faşizm yalnızca şiddet değildir; sermayenin saldırgan politikalarının toplamıdır; faşist yasalar, faşist eğitim, faşist yönetmelik, faşist ekonomi politikalar ve benzeridir.

Ayrıca faşizm, herhangi bir şiddet değil tekelci sermayenin şiddetidir; yaşamın tepeden tırnağa sermayenin ihtiyaçlarına göre düzenlenmesidir…

Ve tekelci dönemde kapitalist devlet(ler)in gittikçe otoriter bir biçim aldığı görülmelidir. Parlamentoların öneminin azalması ile yürütmenin gittikçe güç kazanması, biçimsel dahi olsa hukuki düzenlemelere riayet etmeyen hükümetler ve sosyal hakların kapsamının gittikçe daralması istisna olmaktan çıkan bu devlet biçiminin bazı özellikleridir.

Kuşkusuz, kapitalist devlet başından beri otoriter bir devlet biçimine meyilliydi ancak sınıf mücadeleleri ve dünya konjonktürü dolayımıyla bu eğilim sınırlanmaktaydı. Kapitalist devlete içkin bu otoriterlik “olağanüstü” koşullarda, ekonomik, siyasal ve toplumsal kriz koşullarında, düzeni yeniden tesis etmek için devreye giriyordu. Bu durum liberaller tarafından “istisna hal” olarak tanımlansa da; neo-liberalizm ile istisna olmaktan çıkıp bir “kural” hâline dönüşen kaçınılmazlıktı!

Ancak otoriterliğin de olduğu yerde durması mümkün değildi; yani otoriter olanının totalitere yönelmesi bir zarurettir.

Elbette ki “önlenebilir” bir “zaruret”... Bu kitapta yer alan makaleler, bu zaruret ve “önlenebilirliği”ni tartışmaktalar...

Kapat