Fyodor Dostoyevski, Rus romancı, yaşadığı dönemde ülkesinde tanınmış ve sonrasında dünya çapında bir yazar olarak övgü almıştır. Özellikle, akıl sağlığını kaybeden veya cinayet işleyen insanların psikolojisi hakkında büyük bir anlayışa sahip romanlar yazmasıyla tanınır.

Gençlik Yılları Fyodor Dostoyevski

Fyodor Dostoyevski, bir doktorun oğlu olarak 11 Kasım 1821'de Moskova, Rusya'da doğdu. Ailesi çok dindardı ve Dostoyevski tüm hayatı boyunca derin bir dindardı. Gençken geniş çapta okumaya başladı. İlk eğitimini annesi, babası ve öğretmenler tarafından aldı, ancak on üç yaşında özel bir okula gönderildi. İki yıl sonra annesi öldü. Babası, zalim bir adam, 1839'da St. Petersburg'da okuyan Dostoyevski on sekiz yaşındayken öldürüldü. Dostoyevski askeri mühendis olmak için eğitim aldı, ancak okulu sevmedi ve edebiyata olan ilgisi arttı. Okulu bitirdikten sonra, eğitim aldığı kariyere dönmedi ve yazmaya kendini adadı. En erken mektupları, onun tutkulu ve enerjik genç bir adam olduğunu gösterirken, biraz da zihinsel olarak istikrarsız olduğunu göstermektedir.

Fyodor Dostoyevski Yıllar Süren Değişimi

1859 yılında Maria Issaeva ile evlenen ve sağlıksız bir eşi olan Dostoyevski, St. Petersburg'a geri döndü. Evlilikleri mutlu geçmedi. Dostoyevski, kendini desteklemek amacıyla Time dergisini düzenleyerek ve birçok hayali eser yazarak kardeşi Mikhail ile birlikte çalıştı. 1861 yılında, hapishane deneyimlerine dayanan kurgusal bir eser olan Ölüler Evinden Anılar'ı yayınladı. Bu dönem boyunca yazdığı eserler genellikle erken dönem çalışmalarıyla büyük bir sanatsal ilerleme kaydetmedi ve 1864 yılında yayımlanan Yeraltından Notlar ile ortaya çıkan büyüklüğün hiçbir ipucunu vermedi.

Dostoyevski'nin bu süreçteki hayatı, kötü sağlık, fakirlik ve karmaşık duygusal koşullarla belirlendi. Genç öğrenci Polina Suslova'ya aşık oldu ve onunla birkaç yıl boyunca frustrasyon dolu bir ilişki yaşadı. Borcu olan insanlardan kaçmak, sağlığını düzeltmek ve kumar oynamak için 1862 ve 1863 yıllarında ülke dışına çıktı.

İnsanların özgürlüğü mutluluktan daha çok istediğini iddia eder, ancak kontrolsüz özgürlüğün yıkıcı bir güç olduğunu da görür çünkü insanların özgürlüğü yapıcı bir şekilde kullanacaklarına dair hiçbir garanti yoktur. Gerçekten de tarih kanıtları insanların diğerlerinin ve kendi kendilerinin yok olmasını arzuladıklarına işaret etmektedir.

Büyük Roman ve Eserleri

1866 yılında Dostoyevski, suç ve ceza adlı eserini yayınladı, bu eser muhtemelen çeşitli seviyelerde ilgi çekici olduğu için en popüler eseri olarak bilinir. Bu eser, ciddi ve karmaşık bir sanat eseri olarak okunabilir, ancak aynı zamanda sürükleyici bir dedektif hikayesi olarak da keyifle okunabilir

Dostoyevski Budala 1867 ve 1869 yılları arasında yazıldı ve Dostoyevski bu çalışmada "tam anlamıyla güzel insanı" tasvir etmeyi amaçladığını belirtti. Romanın kahramanı, bozulmuş bir toplumda yaşamaya çalışan iyi bir insandır ve başarılı olup olmadığı belirsizdir.
Dostoyevski, 1870 yılında Şeytanlar adlı eseri yazmaya başladı ve 1871-1872 yıllarında yayımladı. Dostoyevski Roman, başlangıçta bir politik broşür olarak başladı ve 21 Kasım 1869'da Moskova'da meydana gelen bir siyasi cinayete dayanıyordu. Şeytanlar'da Dostoyevski, önemsiz bir olayı büyük öneme sahip bir hale getirir. Birçok okuyucu, Şeytanlar'ı sadece o dönemin siyasetinin doğru bir hesabı olarak görmekle kalmaz, aynı zamanda Rusya ve diğer ülkelerdeki siyasetin geleceği konusunda bir vizyoner bir beyan olarak da görür.

Dostoyevski'nin en büyük romanı olan The Brothers Karamazov (1879-1880), psikolog Sigmund Freud tarafından tüm zamanların en büyük sanatsal başarılarından biri olarak değerlendirilmiştir. Roman, dört oğul ve babaları Fyodor'un cinayetindeki suçluluklarını konu alır. Her bir oğulun başlıca özellikleriyle tanımlanabilir.