Geçici Hukuki Korumalarİhtiyati Tedbir, İhtiyati Haciz, Delil Tespiti
Yargılama faaliyetinin uzun sürmesi günümüz yargısının en temel sorunlarından biri haline gelmiş ve “Geciken adalet, adalet değildir!” anlayışı artık en çok dillendirilen özdeyiş haline gelmiştir.
Şair Abdurrahim Karakoç’un “Hâkim Beğ” şiiri;
Gene tehir etme üç ay öteye,
Bu dava dedemden kaldı hâkim beğ,
Otuz yılda babam düştü ardına,
Siz sağ olun o da öldü hâkim beğ,
Sekiz evlek tarla, bir geverlik su,
Yüz yılda hükme bağlanmaz mı bu?
Kazanmasam da hu kazansam da hu;
Oğlumun bir oğlu oldu hâkim beğ,
Hem davacı pişman hem davalı,
Bu yolda tükettik çulu çuvalı…
İle Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu’nun;
Ekmek, su, aş bulmak gecikebilir,
Temele taş bulmak gecikebilir,
Devlete baş bulmak gecikebilir,
Adalet gecikmez, tez verilmeli!
Dörtlüğü “Geciken adalet, adalet değildir!” anlayışının Türk Edebiyatı’nda kelimelere dökülmüş hâli olarak ortaya çıkmıştır.
Adalet, ekmek, su, aş bulmaktan; temele taş bulmaktan; hatta devlete baş bulmaktan daha elzem ise, bu kadar acil bir konuda haklı bile olsa mazeretlerin ardına sığınmak yerine her bir adalet neferinin üzerine düşeni yapması gerekir.
Cengiz Han’ın dediği gibi “Bir çivi bir nalı, bir nal bir tırnağı, bir tırnak bir ayağı, bir ayak bir atı, bir at bir kumandanı, bir kumandan bir orduyu, bir ordu bir vatanı mahvedebilir.”, Sözünü “kurtarabilir” tarzıyla ifade edenler de vardır ki, kanımızca bu ifade tarzı daha yerindedir.
Bu kapsamda; birer adalet neferi olan yargı mensupları, hâkimler ve savcılar önümüze gelen işlerde adaletin bir an önce ve doğru bir şekilde sağlanması için bir çivi gibi görevimizi eksiksiz ve gereği gibi yaparsak ülkemizde haklı adalet beklentisini karşılamış oluruz.
Geçici hukuki koruma tedbirleri, verilecek kararla kesin hukuki koruma sağlanıncaya kadar, adaletin tesisine; herkesin esasen suç teşkil eden “Kendiliğinden Hak Alma” girişimlerine, adaletle varılacak bir sonucu etkisiz kılma çabalarına engel olan; hak arama özgürlüğünü teminat altına alan, bir başka deyişle, hak arama özgürlüğünün güvenliğini sağlayan, önündeki engelleri kaldıran, bu yolda yürüyenleri koruyan en önemli hukuki müesseselerden biri olarak karşımıza çıkmaktadır.
Türkiye Adalet Akademisi’nde hâkim adaylarının meslek öncesi eğitimi için başlangıçta Hukuk Muhakemeleri Kanunu çerçevesinde anlatılan, önemi dolayısıyla özellikle izah edilen bu konu hâkim adaylarımızdan gelen yoğun talep ve Türkiye Adalet Akademisi yöneticilerinin isabetli tercihleri ile “Geçici Hukuki Korumalar” adıyla müstakil bir ders olarak anlatılmaya başlanmıştır.
Bu çalışmamızda gerek hâlihazırda görevde bulunan meslektaşlarımızın meslek içi eğitimlerinde gerekse hâkim adaylarının meslek öncesi eğitimlerinde yapılan sunumlar, bilimsel görüşler ve yargısal içtihatlarla desteklenerek zenginleştirilmiştir.
Uzun yıllar süren akademik bir çalışmadan ziyade kanuni düzenleme ve doktrindeki görüşlerle yargısal uygulamaların adeta bir fotoğrafını çeken, uygulama içerisindeki tüm avukat ve hâkimlere mevcut durumu gösteren ve olması gerekeni açıklayan bir çalışma olarak tasarlanmış bulunan bu çalışmamızın tüm yargı camiasına faydalı olmasını diliyorum.
Bilindiği üzere 1 Ekim 2011 tarihine kadarki süreçte ihtiyati tedbir kararlarına karşı üst kanun yolu olan temyize başvurma imkânının bulunmaması nedeniyle, Yargıtay içtihatlarıyla hem uygulamanın geliştirilmesi hem de uygulama birliğinin sağlanması mümkün olamamış; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun yürürlüğe girmesiyle birlikte bazı Yargıtay dairelerince ihtiyati tedbir kararlarının temyiz incelemesi yapılmış, bazı daireler ise, kendilerinin bu görevinin bulunmadığını kabul etmiş ve ancak istinaf kanun yoluyla bu denetimin yapılabileceğini ifade etmişlerdir.
Son olarak Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu’nun 21.02.2014 Tarih ve 1/1 sayılı içtihadı birleştirme kararıyla, ihtiyati tedbir kararlarına karşı ancak istinaf kanun yoluna başvurulabileceği, geçici dönemde de olsa temyiz kanun yoluna başvurulmasının mümkün olmadığı görüşü benimsenmiş ve 20 Temmuz 2016 tarihinde Bölge Adliye Mahkemeleri’nin fiili olarak göreve başlamasıyla birlikte istinaf incelemesi yapılmaya başlanmıştır.
Bu çalışmamızda mümkün olduğunca Yargıtay’ın geçici hukuki korumalarla ilgili temyiz incelemesinin yapıldığı dönemde vermiş olduğu kararları ile bundan sonraki süreçte bu türden kararları temyiz kanun yolunun bulunmaması nedeniyle kesin olarak inceleyip karara bağlayacak olan Bölge Adliye Mahkemesi uygulamalarını göstermek adına birçok emsal karara yer verilmiştir. Ancak, uygulaması yoğun bulunan bir müessese olan geçici hukuki korumalarla ilgili uygulama birliğini sağlanabilmesi amacıyla tüm yargı camiasından bundan sonraki çalışmalarımızda kullanabilmek amacıyla emsal kararları tarafımızla paylaşmalarını özellikle bekliyorum.
Bundan sonraki baskılarda çalışmamızı akademik açıdan da zenginleştirebilmek adına çok değerli akademisyenlerimizin görüş, öneri ve eleştirileri ile katkılarını da beklediğimi ifade etmeliyim.
Çalışmamızda konular izahat kolaylığı nedeniyle, beş bölüme ayrılmış; birinci bölümde geçici hukuki korumaların genel özellikleri izah edilmiş, ikinci ve üçüncü bölümlerde ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz konusu işlenmiş; dördüncü bölümde delil tespiti konusu izah edilmiş ve son olarak beşinci bölümde geçici hukuki korumalara ilişkin yargısal kararlara yer verilmiştir.
- Açıklama
Yargılama faaliyetinin uzun sürmesi günümüz yargısının en temel sorunlarından biri haline gelmiş ve “Geciken adalet, adalet değildir!” anlayışı artık en çok dillendirilen özdeyiş haline gelmiştir.
Şair Abdurrahim Karakoç’un “Hâkim Beğ” şiiri;
Gene tehir etme üç ay öteye,
Bu dava dedemden kaldı hâkim beğ,
Otuz yılda babam düştü ardına,
Siz sağ olun o da öldü hâkim beğ,
Sekiz evlek tarla, bir geverlik su,
Yüz yılda hükme bağlanmaz mı bu?
Kazanmasam da hu kazansam da hu;
Oğlumun bir oğlu oldu hâkim beğ,
Hem davacı pişman hem davalı,
Bu yolda tükettik çulu çuvalı…
İle Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu’nun;
Ekmek, su, aş bulmak gecikebilir,
Temele taş bulmak gecikebilir,
Devlete baş bulmak gecikebilir,
Adalet gecikmez, tez verilmeli!
Dörtlüğü “Geciken adalet, adalet değildir!” anlayışının Türk Edebiyatı’nda kelimelere dökülmüş hâli olarak ortaya çıkmıştır.
Adalet, ekmek, su, aş bulmaktan; temele taş bulmaktan; hatta devlete baş bulmaktan daha elzem ise, bu kadar acil bir konuda haklı bile olsa mazeretlerin ardına sığınmak yerine her bir adalet neferinin üzerine düşeni yapması gerekir.
Cengiz Han’ın dediği gibi “Bir çivi bir nalı, bir nal bir tırnağı, bir tırnak bir ayağı, bir ayak bir atı, bir at bir kumandanı, bir kumandan bir orduyu, bir ordu bir vatanı mahvedebilir.”, Sözünü “kurtarabilir” tarzıyla ifade edenler de vardır ki, kanımızca bu ifade tarzı daha yerindedir.
Bu kapsamda; birer adalet neferi olan yargı mensupları, hâkimler ve savcılar önümüze gelen işlerde adaletin bir an önce ve doğru bir şekilde sağlanması için bir çivi gibi görevimizi eksiksiz ve gereği gibi yaparsak ülkemizde haklı adalet beklentisini karşılamış oluruz.
Geçici hukuki koruma tedbirleri, verilecek kararla kesin hukuki koruma sağlanıncaya kadar, adaletin tesisine; herkesin esasen suç teşkil eden “Kendiliğinden Hak Alma” girişimlerine, adaletle varılacak bir sonucu etkisiz kılma çabalarına engel olan; hak arama özgürlüğünü teminat altına alan, bir başka deyişle, hak arama özgürlüğünün güvenliğini sağlayan, önündeki engelleri kaldıran, bu yolda yürüyenleri koruyan en önemli hukuki müesseselerden biri olarak karşımıza çıkmaktadır.
Türkiye Adalet Akademisi’nde hâkim adaylarının meslek öncesi eğitimi için başlangıçta Hukuk Muhakemeleri Kanunu çerçevesinde anlatılan, önemi dolayısıyla özellikle izah edilen bu konu hâkim adaylarımızdan gelen yoğun talep ve Türkiye Adalet Akademisi yöneticilerinin isabetli tercihleri ile “Geçici Hukuki Korumalar” adıyla müstakil bir ders olarak anlatılmaya başlanmıştır.
Bu çalışmamızda gerek hâlihazırda görevde bulunan meslektaşlarımızın meslek içi eğitimlerinde gerekse hâkim adaylarının meslek öncesi eğitimlerinde yapılan sunumlar, bilimsel görüşler ve yargısal içtihatlarla desteklenerek zenginleştirilmiştir.
Uzun yıllar süren akademik bir çalışmadan ziyade kanuni düzenleme ve doktrindeki görüşlerle yargısal uygulamaların adeta bir fotoğrafını çeken, uygulama içerisindeki tüm avukat ve hâkimlere mevcut durumu gösteren ve olması gerekeni açıklayan bir çalışma olarak tasarlanmış bulunan bu çalışmamızın tüm yargı camiasına faydalı olmasını diliyorum.
Bilindiği üzere 1 Ekim 2011 tarihine kadarki süreçte ihtiyati tedbir kararlarına karşı üst kanun yolu olan temyize başvurma imkânının bulunmaması nedeniyle, Yargıtay içtihatlarıyla hem uygulamanın geliştirilmesi hem de uygulama birliğinin sağlanması mümkün olamamış; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun yürürlüğe girmesiyle birlikte bazı Yargıtay dairelerince ihtiyati tedbir kararlarının temyiz incelemesi yapılmış, bazı daireler ise, kendilerinin bu görevinin bulunmadığını kabul etmiş ve ancak istinaf kanun yoluyla bu denetimin yapılabileceğini ifade etmişlerdir.
Son olarak Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu’nun 21.02.2014 Tarih ve 1/1 sayılı içtihadı birleştirme kararıyla, ihtiyati tedbir kararlarına karşı ancak istinaf kanun yoluna başvurulabileceği, geçici dönemde de olsa temyiz kanun yoluna başvurulmasının mümkün olmadığı görüşü benimsenmiş ve 20 Temmuz 2016 tarihinde Bölge Adliye Mahkemeleri’nin fiili olarak göreve başlamasıyla birlikte istinaf incelemesi yapılmaya başlanmıştır.
Bu çalışmamızda mümkün olduğunca Yargıtay’ın geçici hukuki korumalarla ilgili temyiz incelemesinin yapıldığı dönemde vermiş olduğu kararları ile bundan sonraki süreçte bu türden kararları temyiz kanun yolunun bulunmaması nedeniyle kesin olarak inceleyip karara bağlayacak olan Bölge Adliye Mahkemesi uygulamalarını göstermek adına birçok emsal karara yer verilmiştir. Ancak, uygulaması yoğun bulunan bir müessese olan geçici hukuki korumalarla ilgili uygulama birliğini sağlanabilmesi amacıyla tüm yargı camiasından bundan sonraki çalışmalarımızda kullanabilmek amacıyla emsal kararları tarafımızla paylaşmalarını özellikle bekliyorum.
Bundan sonraki baskılarda çalışmamızı akademik açıdan da zenginleştirebilmek adına çok değerli akademisyenlerimizin görüş, öneri ve eleştirileri ile katkılarını da beklediğimi ifade etmeliyim.
Çalışmamızda konular izahat kolaylığı nedeniyle, beş bölüme ayrılmış; birinci bölümde geçici hukuki korumaların genel özellikleri izah edilmiş, ikinci ve üçüncü bölümlerde ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz konusu işlenmiş; dördüncü bölümde delil tespiti konusu izah edilmiş ve son olarak beşinci bölümde geçici hukuki korumalara ilişkin yargısal kararlara yer verilmiştir.
- Taksit Seçenekleri
- Axess KartlarTaksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim115,00115,00259,80119,60340,63121,90620,70124,20914,06126,50Finansbank KartlarıTaksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim115,00115,00259,80119,60340,63121,90620,70124,20914,06126,50Bonus KartlarTaksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim115,00115,00259,80119,60340,63121,90620,70124,20914,06126,50Paraf KartlarTaksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim115,00115,00259,80119,60340,63121,90620,70124,20914,06126,50Maximum KartlarTaksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim115,00115,00259,80119,60340,63121,90620,70124,20914,06126,50World KartlarTaksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim115,00115,00259,80119,60340,63121,90620,70124,20914,06126,50Diğer KartlarTaksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim115,00115,002--3--6--9--
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
- Yayınevinin Diğer Kitapları
- Yazarın Diğer Kitapları