Goller ve Gölgeler

Futbol tarih boyunca kendisini oynayan toplumların uluslararası müsabakalarda ne kadar "iyi bir bütün ne kadar birbiri için savaşan bir toplum ne kadar tek vücudun organları gibi birliktelik" içerisinde olduğunu göstermek için araç olarak kullanılmıştı... Öfkenin ve sevincin kolektif kıyafete bürünmüş hali olarak sunuldu. Bir milletin karakterinin ispatı olarak da... Kimi zaman sınıflar arası ayrımın nötrleyicisi kimi zaman sınıfsal ayrımın tezahürü... Bu kadar çok yönlü bir sosyolojik silah kendi başına bırakılmayacak kadar büyük bir tehditti. Stadyumları uyku tulumu olarak niteleyenler de vardı. Sahaları düzene başkaldırı olarak kullanan da... İşte tüm bunları bünyesinde barındıran okurken belki de yaşamadığınız o günlere gideceğiniz belki maçların taraflarından biri yapacak bir eser karşınızda... Durup dururken Zimmermann'a hak vereceğiniz ya da muhalefet edeceğiniz... Zoff ile empati yapacağınız bir kitap... Zihnine ve yüreğine "futbol"un ne olmadığını işlemiş bir kalemden dökülen keyifli bir anlatı.
Hikmet Pınarbaş

Günümüzde futbol hem yoksulun köşeyi dönme umudu hem de köşeyi çoktan dönmüş para babalarının kuklası. Günümüzde futbol bu iki uç arasında oynanıyor aslında. Endüstriyel futbol dediğimiz şeyin 2.0 yani bir üst versiyonunu yaşıyoruz çoktandır. Böyle bir cehennemde insana dair olanın insanca insanda kalabilmesi için bazılarımız insanüstü çaba sarf etmek zorunda kalıyor. Mustafa Güngör böyle bir ateşi almış eline. Aydınlatıyor fakat çok iyi biliyorum ki böyle yazıları yazmak çok emek ve güç istiyor. Böyle yazılar yazabilmek için inancı meşin yuvarlağa sevdayı insanın bu çok ilkel ve en yaygın oyununa olan sevgiyi her daim diri tutmak gerekiyor. Ve tabii bir de maharetli bir kalem. Bu kitap futbol kitabı değil oyunlarla yaşayıp ölen insanoğlunun en büyük oyununa dair bir kitap.