Ürün Sepetinize Başarıyla Eklendi
Gözün Vicdanı - Halkkitabevi

Gözün VicdanıKentin Tasarımı ve Toplumsal Yaşam

Stok Kodu
9789755392622
Boyut
13x20
Sayfa Sayısı
304
Basım Yeri
İstanbul
Baskı
4
Basım Tarihi
2022-11
Çeviren
Can Kurtulay
Resimleyen
9d3d4f51f58648849522e1e83dc9ccb7
Kapak Türü
Ciltsiz
Kağıt Türü
2. Hamur
Dili
Türkçe
228,00TL
%23 İNDİRİM
175,56TL
Taksitli fiyat : 9 x 21,46TL
Stokta var
9789755392622
444617
Gözün Vicdanı
Gözün Vicdanı Kentin Tasarımı ve Toplumsal Yaşam
175.56

Çağımızda modern Batı kentinin insanlarla dolu mekanları, ya tüketimi ya da turizmi sahneye koyan yerlerden ibarettir ve kentin böyle bir sahneye indirgenmesi, anlamsızlaştırılması rastlantı değildir. Hıristiyanlık, Batı uygarlığında, öznel "iç" yaşamla fiziksel "dış" yaşam arasındaki ayrıma neden olmuş; içine dönen, bir sığınak arayışına giren insan aradığı bu sığınağın evi de olamayacağını fark edince, bu ayrımı görmezden gelmeyi yeğleyip "nötr" kentler inşa ederek sorundan adeta kaçmıştır. Kaçışın çözüm olmadığını bile bile bunda ısrar edemeyeceğimize göre, yaşamın bütünlüğünün net bir şekilde görülmesini sağlayacak bir kent tasarımını nasıl gerçekleştirebiliriz? Çağdaş mimarlardan, kent tasarımcılarından, örneğin "demokrasiyi teşvik edecek" ya da "cinsel isteğin ahlaki boyutlarının öğretileceği" mekanlar tasarlamalarını isteyebilir miyiz? Antikçağdan günümüze Batı kentini "iç" ve "dış"ı ayırma ya da bütünleştirme çabaları biçimlendirmiş; her düşünce ve sanat akımı o günün kentini şekillendirmiştir. Günümüzde bu ayrımı ortadan kaldırmanın yolunu arayan Sennet, bizi bazen bir yağlıboya resimle bazen bir şiirle ya da dikilitaşların öyküsüyle, bazen bir fotoğraf, bazen bir felsefecinin düşüncesi ya da bestecinin eseriyle başta New York, Paris ve Roma olmak üzere birçok kentin kentleşme tarihinde ilginç bir geziye çıkarıyor ve bir bale yapıtıyla gezimizi sonlandırıyor. Kendi kentlerimizi ve şimdiye kadar gördüğümüz kentleri yeni bir gözle görmemizi sağlayan yazar, kişiliksiz kentlerin çözümünün farklılığın zenginliğinde olduğunu; farkları, farklılıkları birbirinden ayırmak yerine "üst üste yığmanın"; kentlerde önceden belirlenmiş, değişmez mekanları yaratmak yerine kentinin kimliğini kentlinin kendinin belirleyeceği tasarımlar geliştirmenin gereğini ortaya koyuyor. Kentleri gittikçe birbirinin aynı olmaya başlayan, kalabalığı arttıkça kentleri kendine özgülüğünü hızla yitiren ülkemizde, farkların iletişimsizlik, kopukluk, yabancılaşma değil yeni zenginlikler yaratmasını istiyorsak Richard Sennett’in bu kitabında ilgimizi çekecek çok şey var. Kent tasarımının bir öykü kurgular gibi yapılmasını, kentlerin yeni keşiflere, sürprizlere açık olmasını öneren yazarın kitabı "kent gibi bir kent"te yaşamak isteyen herkese...

Kapat