Ürün Sepetinize Başarıyla Eklendi
Güz Solgunu Bedenler - Halkkitabevi

Güz Solgunu Bedenler

Stok Kodu
9786051280714
Boyut
14x20
Sayfa Sayısı
144
Basım Tarihi
2011
Resimleyen
62f007a878ba48439820c90004f41549
Kapak Türü
Ciltsiz
Kağıt Türü
2. Hamur
Dili
Türkçe
9786051280714
466290
Güz Solgunu Bedenler
Güz Solgunu Bedenler
7.59

Yalın ve kolay okunur diliyle hayatı ve kadınların iç dünyasını anlatan, her öyküsünde ayrı bir lezzet sunup, ayrı bir heyecan yaratmayı başaran Şükran Fişekçi, ilk kitabıyla edebiyat dünyasına oldukça iddialı bir adım atıyor... On beş ayrı öykünün yer aldığı, Güz Solgunu Bedenler, özellikle kadın okuyucuların yüreğinin derinliklerinde iz bırakma tehlikesi taşıyor...

Soğuk bir odada, soğuk bir bedenle yatmaktadır şimdi küçük kızı koynunda. Düşler ülkesine gitme vakti gelmiştir. Acele etmelidir erken sabahlar olmadan. Vakti azdır. Kalın taş duvarların arkasına saklanan duyguları utanmalarını bırakmış yola çıkmak için sabırsızlanmaktadır. Şimdi ince bedeninin düşlere sarılıp öpüşme zamanıdır. Şimdi mutludur, bir de şarkı alır yanına neşeli. Daha otuz iki yaşındadır Esma. Daha kadındır.

Elini uzattı, aynanın içindeki kendisinde dolaştırdı parmaklarını önce, sonra üzerindeki dantel örtüyü düzeltti. Hayatındaki buruşmuşlukları da bu beyaz örtü gibi düzeltebilmeyi isterdi hep.

Yüzümü yağmurun sert ve serin vuruşlarına bıraktım. Yürüdüm. Koşmaya başladım. Görünmez olmaktan yeniden görünürlüğe doğru adımlarımı iyice hızlandırdım. Hiç olmaktan kaçıyordum. Hayalden bedene giriyordum yeniden. Diriliyordum. Tene, sese, kokuya bürünüyordum... Ve arzularıma...

Aymina kendini hapsetti... Dudaklarını hapsetti, konuşmadı... Gözlerini hapsetti, bakmadı...
Pencereye çıkmadı, sardunyalara su vermedi... Annesinin seyretmedi işe giderkenki süslenmelerini... Gözlerindeki derin manalı bakışları sildi... Neşeli Rum türküleri söylemedi sesi... Görünmedi hiç... Kelebeği öldü...

Uyandım, yoktu. Sessizce öpüşü kalmıştı yanağımda ve ucuz pudrasının o çok sevdiğim kokusu, ki o kokuyu hiç unutmadım. Bacaklarımın arası kanamamıştı daha o gittiğinde. Annemin bunu beklemesi gerekirdi hiç değilse. Sonra yine gitsin, çantasında ucu kırık kırmızı rujuyla...

Kapat