Ürün Sepetinize Başarıyla Eklendi
İslam Ticaret Hukukunda Teslim Tesellüm - Halkkitabevi

İslam Ticaret Hukukunda Teslim TesellümKabz

Stok Kodu
9786056660153
Boyut
14x21
Sayfa Sayısı
284
Basım Yeri
İstanbul
Baskı
1
Basım Tarihi
2016-10
Resimleyen
98b8fcefe86b492eb1029c666d576f47
Kapak Türü
Ciltsiz
Kağıt Türü
2. Hamur
Dili
Türkçe
200,00TL
%22 İNDİRİM
156,00TL
Taksitli fiyat : 9 x 19,07TL
Stokta var
9786056660153
742148
İslam Ticaret Hukukunda Teslim Tesellüm
İslam Ticaret Hukukunda Teslim Tesellüm Kabz
156.00

Kabz; piyasada geçerli olma, tasarrufta bulunma gücü, bir şeyi elle tutup alma, bir meblağı hesaba kaydetme, bir şeyi teslim alarak onda tasarrufta bulunma imkânını elde etmektir.

Kabzın tanımı ve nasıl gerçekleşeceği konusunda merkeze alman Hz. Muhammed (s.a.v)’in hadisleri ve klasik dönemlerdeki uygulamalar olduğu gibi önemli ölçüde zamanın ve bölgenin örfü dikkate alınmaktadır. Her devrin kendine ait ticaret metaı değişkenlik gösterebilir.Akitlerde gerçekleşen kabz hakkındaki mezheplerin ihtilaflarının merkezini Hz. Muhammed (s.a.v)’in satın alınan malın ölçülmeden ve ele geçirilmeden önce satışını yasaklayan hadisleri oluşturmaktadır.

Kabz konusunda çerçeveyi en geniş tutan Şâfiîler; garar ve haksız kazancı dikkate alarak hiçbir şeyde kabzdan önce satışı caiz görmemişlerdir.

Hanefîler ise; garar’ı dikkate alarak kabzdan önce satışı gayrimen-kullerde caiz görürlerken menkullerde görmemişlerdir.

Malikiler hadislerde geçen taam’ı (yiyecek maddesi) dikkate alarak yasaklığı sadece yiyecek maddelerinde geçerli görmüşlerdir.

Hanbelîler’e göre ise; hadislerde vurgulanan ölçme ve tartma işlerini dikkate alınarak ölçülmeden ve tartılmadan önce mal satılamaz.

Malın kabzedilmeden önce hasar sorumluluğu mal sahibine aittir. Malın kabzedilmesiyle hasar sorumluluğu müşteriye geçmektedir. Hasar sorumluluğunun müşteriye geçmesi sebebiyle kabz müşterinin borcu olarak kabul edilir.

Kabz öncesi satış yasağı konusunda deliller dikkate alındığında kabz öncesi satışın haksız kazanca sebep olması ve garar içermesi sebebiyle Hanefîler’in ve Şafiîler’in görüsünün daha genel geçer olduğu ortaya çıkmaktadır.

Kapat