Jack London'ın Doğuşu ve Şöhreti

Jack London, 12 Ocak 1876'da doğdu. 30 yaşına geldiğinde, "Vahşi Çağrı" (1903), "Deniz Kurdu" gibi kitaplarıyla uluslararası üne kavuştu. Hayatın büyük soruları, ölüm ve onur ve dürüstlükle yaşama mücadelesi konularında tutkuyla yazsa da huzur ve sessiz ilham arayışındaydı. Denizdeki maceralarından, Yukon Bölgesi'ndeki deneyimlerinden ve California'nın tarla ve fabrikalarındaki yaşantısından ilham alan yüksek macera öyküleri, milyonlarca kişinin ilgisini çekti. London, renkli ve tartışmalı kişiliğiyle geniş bir üne sahipti. Adaletsizliğe karşı çabuk tavır alması ve eşitsizliklere karşı duruşuyla bilinen London, genellikle haberlerde yer alıyordu. Genelde eğlenceli ve sevgi dolu bir kişilik olan yazar, çoğu insan tarafından olağanüstü zihinsel yetenek ve canlılık kombinasyonu sayesinde elde ettiği muazzam başarısıyla, sıradan bir ayrıcalığa değil, özel bir çabanın birleşimine borçlu olarak kabul edildi.

Tutkulu Bir Yazarın Hayatı: Macera Dolu Hikayesi

Çekici, güler yüzlü, huzursuz ve cesur bir figür olan Jack London, zamanının en romantik kişiliklerinden biriydi. Dünya çapındaki edebi başarısını büyük ölçüde "kazmaya", yani sıkı çalışmaya bağladı. 1900 ile 1916 yılları arasında 50'den fazla roman ve kısa hikâye, yüzlerce makale tamamladı; bazıları 70'ten fazla dile çevrildi. "Vahşi Çağrı", "Beyaz Diş", "Deniz Kurdu", "Martin Eden" ve "John Barleycorn" gibi eserleri klasikleşti ve hala popülerliğini koruyor. Yazarlık ve konuşma görevlerinin yanı sıra, London, 10.000'e yakın mektup alarak yoğun bir yazışma trafiği yürüttü, eserlerinin basıma gitmeden önce düzeltmelerini okudu ve acenteleriyle, yayıncılarıyla pazarlık yaptı. Aynı zamanda özel yapım yelkenli gemisi Snark'ın (1906-1907) inşaatını, hayalindeki evi Wolf House'un inşaatını ve Beauty Ranch çiftliğinin (1905) işletilmesini denetledi

Sonoma Vadisi'nin doğal güzellikleri, Jack ve ikinci eşi Charmian'ın doğal yaşamın tadını çıkarmak ve dinlenmek için ideal bir yerdi. Şehir hayatından kaçmak için bu bölgede yaşamak, London'ın Oakland'daki "insan tuzakları" olarak adlandırdığı şehir yaşamından kaçış yolu oldu. Ancak, dış dünya ve macera isteğiyle hareketli ve yabancı ülkelere seyahat etme arzusu, Snark adlı gemiyi inşa etme ve dünya turuna çıkma kararı aldı.

Snark'ın Güney Pasifik ve Avustralya'ya kadar uzanan seyahati, kötü sağlık nedeniyle kısa kesildi. Sağlık sorunları ve Snark'ı satma kararı, Londons'u Glen Ellen'daki çiftliğe geri dönmeye zorladı. 1908 ile 1913 yılları arasında, London, bitişik çiftlikleri satın aldı ve 1911'de Glen Ellen'dan arazisinin ortasında küçük ahşap bir ev olan bir eve taşındı. (Bu Kulübe ve yanındaki Taş Yemek Odası, Park'ta gezilebilecek, Jack ve Charmian'ın çiftlikte keyif aldığı erken 20. yüzyıl yaşamına dokunan bir anıdır).

Jack London'ın hayali evi, San Francisco'lu ünlü mimar Albert Farr'ın 1911'de Wolf House için çizim ve tasarımlarını oluşturmasıyla şekillenmeye başladı. Farr, bin yıl boyunca ayakta kalacak büyük bir evin inşasının erken aşamalarını denetledi.

1913 Ağustos'unda London, 50.000 ila 75.000 dolar harcamış ve proje neredeyse tamamlanmıştı. 22 Ağustos'ta temizlik çalışmalarına başlandı ve Londons'un özel olarak tasarlanmış özel mobilyaları, binlerce kitap, seyahat koleksiyonları ve kişisel eşyalarını devasa taş ve kızıl sedir malzemeden yapılmış eve taşımak için planlar yapıldı. Ancak o gece, bir çiftlik işçisi yarım mil ötede gökyüzünde bir parıltı fark etti. Wolf House yanıyordu. Londons, atlı olarak eve ulaştıklarında ev alev almıştı, kiremit çatı çökmüştü ve uzakta bir yığın odun bile yanıyordu. Hiçbir şey yapılamazdı.

London, yangına felsefi bir bakış attı, ancak kayıp hem finansal açıdan büyük bir darbeydi hem de uzun süredir hayalini kurduğu bir rüyanın sonuydu. Yangının nedeniyle ilgili söylentiler dolaşıyordu. 1995 yılında bir grup adli yangın uzmanı, yangının işçiler tarafından bırakılan keten tohumu yağı ile ıslatılmış bez yığınında kendiliğinden yanmasından kaynaklandığı sonucuna vardı. London, Wolf House'u yeniden inşa etmeyi planlıyordu, ancak 1916'daki ölümü sırasında ev, bugün olduğu gibi ayakta duran, kırık bir rüyanın çarpıcı ama anlamlı bir kalıntısı olarak kaldı.

Depresyondan Yeniden Çalışmaya: Dönüm Noktaları

Wolf House'un kaybı, Londons'u depresyona sürükledi, ancak işe geri dönmeye zorladı. Kulübe'ye yeni bir yazarın çalışma odası ekledi, ödüllü hayvan yetiştirmeye devam etti ve şimdi sahip olduğu 1400 dönüm arazisi için planlarını genişletti.

Ara sıra, London iş seyahatleri için New York, San Francisco veya Los Angeles'a seyahat etti. 30 fitlik yelkenli teknesi Roamer üzerinde yaşayarak San Francisco Körfezi ve yakındaki Sacramento ve San Joaquin deltalarında dolaştı.

1914'te Jack, Meksika'da savaş muhabiri olarak görev yaptı ve ABD birliklerinin ve Deniz Kuvvetleri gemilerinin Villa-Carranza ayaklanmasındaki rolünü takip etti. 1915 ve 1916'da Charmian, eşini Hawaii'de zaman geçirmeye ikna etti, bu ikili için dinlendirici ve sağlıklı bir mola oldu. Ancak London'ın en büyük memnuniyeti, çiftlik faaliyetlerinden geldi. Çiftliği genişletme ve üretkenliği artırma hedefleri, onu borç altında bıraktı ve ne olursa olsun konum, görev veya sağlık durumu, günde 1000 kelime tamamlama baskısını artırdı.

London'ın doktorları, çalışma alışkanlıklarını, beslenme düzenini değiştirmesi, alkol kullanımını bırakması ve daha fazla egzersiz yapması konusunda uyardı, ancak London bu önerilere direndi. Tersine, finansal taahhütleri, arkadaşlarına ve akrabalarına yardım etme sorumluluğu ve giderek artan sağlık sorunları, onu daha büyük hayaller kurmaya ve daha sıkı ve hızlı çalışmaya yöneltti.

1916'nın 22 Kasım'ında, 40 yaşındayken, Jack London, gastrointestinal üremik zehirlenme nedeniyle hayatını kaybetti. Bir dizi hastalıktan muzdarip olmasına rağmen, hayatının son gününe kadar cesur planlar ve gelecek için sınırsız bir coşku ile doluydu. Dünya genelinden gelen taziye mesajları, Glen Ellen'deki telegraf ofisine aktı.

"Mark Twain dışında, hiçbir yazar Jack London kadar romantik bir hayata sahip olmadı. Bu en popüler Amerikan kurgu yazarının beklenmedik ölümü, onun uzun yıllar daha yaşamasını ve çalışmasını bekleyen bir dünyayı derinden etkiledi.