Ürün Sepetinize Başarıyla Eklendi
Kapitalizm, Yoksulluk ve Türkiye’de Sosyal Politika - Halkkitabevi

Kapitalizm, Yoksulluk ve Türkiye’de Sosyal Politika

Stok Kodu
9789750505782
Boyut
13x20
Sayfa Sayısı
275
Basım Yeri
İstanbul
Baskı
10
Basım Tarihi
2021-07
Resimleyen
b548015e956e4566a6a985a1cc9f685e
Kapak Türü
Ciltsiz
Kağıt Türü
2. Hamur
Dili
Türkçe
230,00TL
%20 İNDİRİM
184,00TL
Taksitli fiyat : 9 x 22,49TL
Stokta var
9789750505782
437276
Kapitalizm, Yoksulluk ve Türkiye’de Sosyal Politika
Kapitalizm, Yoksulluk ve Türkiye’de Sosyal Politika
184.00

Tek parti döneminin hayırseverlik anlayışı; "yardımı hak eden" ve "etmeyen" yoksullar ayrımı... İkinci Dünya Savaşı sonrasında sosyal politikanın kurumlaşması... 1980 sonrası: Sosyal refah rejiminin çözülüşü; Fakir Fukara Fonu, Yeşil Kart... AKP döneminin muhafazakâr liberalizmi ve hayırseverliğin "dönüşü"...

Ayşe Buğra bu kitapta, Türkiye’deki sosyal politika tarihinin ve tartışmalarının eleştirel bir analizine yöneliyor. Yoksulluğa yaklaşım konusunda, 16. yüzyıldan itibaren kapitalizmin gelişmesine refakat etmiş olan iki yaklaşımın mücadelesi bağlamında yapıyor bunu. Değerler sisteminin merkezine çalışmayı koyan ilk yaklaşım, kamu kaynaklarının sosyal amaçlarla kullanımı konusunda kuşkucudur ve yoksulluğu, yoksulu suçlayarak açıklama imkânını tükettiğinde, hayırseverliği vurgular. Hak temelli olan ikinci yaklaşım ise, toplumu emek piyasasının önüne koyar ve yoksulluğu politik bir sorun olarak ele alır. İki yaklaşım arasındaki mücadele, kapitalizmi saf haliyle korumaya çalışanlarla onu "başka bir şey"e dönüştürmeye çalışanlar arasındaki mücadeledir aslında.

Kitabın önemli bir katkısı, bu mücadele ekseninde, Türkiye’de devlet-toplum ilişkilerinin Cumhuriyet tarihi boyunca geçirdiği evrime yeni bir bakış açısı getirmesidir. Türkiye’de "iri" iddialara ve hararetli tartışmalara konu olan devlet-toplum ilişkilerine, sosyal haklar üzerinden pek fazla bakılmadı. İş hukuku, çalışma ekonomisi ve endüstri ilişkileri alanlarına sıkışan çalışmalar, devlet-toplum ilişkilerinin nasıl kurulduğuna ve nasıl anlamlandırıldığına dair bir analizin araçlarına dönüştürülemedi. Ayşe Buğra’nın kitabı, bu bakımdan öncü bir rol üstleniyor.

Kapat