Ürün Sepetinize Başarıyla Eklendi
Karadeniz Politikaları ve Türkiye Ukrayna Stratejik İlişkileri - Halkk

Karadeniz Politikaları ve Türkiye Ukrayna Stratejik İlişkileri

Stok Kodu
9789752551640
Boyut
14x21
Sayfa Sayısı
544
Basım Yeri
İstanbul
Baskı
1
Basım Tarihi
2007-12
Resimleyen
27a42d1cc0e04cf68d7ca4b2c63c12db
Kapak Türü
Ciltsiz
Kağıt Türü
2. Hamur
Dili
Türkçe
350,00TL
%28 İNDİRİM
252,00TL
Taksitli fiyat : 9 x 30,80TL
Stokta var
9789752551640
388402
Karadeniz Politikaları ve Türkiye Ukrayna Stratejik İlişkileri
Karadeniz Politikaları ve Türkiye Ukrayna Stratejik İlişkileri
252.00

"... Ukrayna, stratejik konumu ve özelikle enerji alanındaki aktif politikaları ile Batı ile Rusya arasındaki uluslar arası dengeyi sağlayabilirse, ülke içindeki denge ve istikrar da sağlama alınabilecektir. Ukrayna, Rusya'nın jeopolitiğinde çok önemli bir yer tutmaktadır. Zira ülke Sovyetler Birliği'nin lokomotifi konumundadır. Rusya, giriştiği iktidar mücadelesinde kozlarını baştan beri çok açık ve net oynadı. Turuncu Devrimle Avrupalı bir devlet olduğunu iddia eden Ukrayna'ya doğalgazı Avrupa fiyatından satacağını açıkladı ve bunun adına piyasa ekonomisi dedi. Doğalgazın sanayide de kullanıldığı düşünüldüğünde Rusya'ya yapılan sadakatsizliğin bedeli sadece donmak olmayabilirdi. İşsiz kalmak ve enflasyon da buna eklenince Ukraynalıların Rusya'ya sırt çevirmesinin bedeli epeyi artıyordu..."

"... Kırım Tatarlarının acı kaderi kendi devletleri olan Kırım Hanlığı'nın Nisan 1783'de ortadan kaldırılarak topraklarının Rusya İmparatorluğu'na ilhak edilmesiyle başladı. Açlıktan ölen altmış bin Kırım halkının durumu karşısında başlayan mücadelenin lideri olan ve Mayıs 1928'de Veli İbrahim'in idam edilmesine müteakip, Kırım Tatar halkının siyasi şahsiyetlerinin ve aydın tabakasının top yekün imhasına girişildi. Bazı hesaplamalara göre, 2. Dünya Savaşı öncesindeki temizlik harekatında kurşuna dizilen veya GULAG'lara (mahkum çalışma kamplarına) kapatılan Kırım Tatarlarının sayısı yaklaşık 10,000'dir.

2. Dünya Savaşı sonrasında, Sovyet ordusunun tekrar Kırım'a girmesini müteakip bir ay içinde, 18 Mayıs 1944'de vuku bulan Kırım Tatarlarının top yekün sürgünü ve onlara karşı soykırıma girişilmesi ise en kötü beklentilerin bile ötesinde idi. Bu hadise diğer özelliklerinin yanı sıra, Sovyet idaresinin o ana kadar yaptığı en büyük hıyanetti. Zira, daha savaşın öncesinden itibaren askere çağrılmış olan Kırım Tatar halkının erkeklerinin büyük kısmı o sürgün anında da kanlarını Sovyet hakimiyeti uğruna dökmeye devam etmekteydi...

Kapat