Kubilay Han

Edebiyatımızın semereli yazarlarından olan İskender Fahrettin günümüzde ne yazık ki Türk okuru tarafından fazlaca bilinmemektedir. Gerek yazdığı polisiyeler gerekse tarihî romanlarla bir döneme damgasını vurmuş olan İskender Fahrettin, Kubilay Han romanında hem tarihî romanın gerektirdiği atmosferi başarıyla sunuyor hem de o dönem için hayli iddialı olan fantastik olaylara da eserinde sıkça yer veriyor. Fahrettin’in romanında dirilen ölüler, yılana dönüşen sihirbazlar, görünmezlik gücü kazanan rahipler, muhteris savaşçılar, hain mi sadık mı olduğu belli olmayan karakterler arzıendam ediyor. Bu yönüyle hacimli olmasına rağmen kolaylıkla okunabilen bozkır romanlarının ilk numunelerinden biri olan Kubilay Han, yazarın Cengiz’in Oğlu ve Turakina gibi bozkır romanlarına seçkin bir örnek teşkil ediyor.

 “Sertelli’nin basılmış ve tefrika halinde kalmış eserlerini incelersek en çok tarihi roman yazdığını görürüz. Bunlardan bazıları döneminde çok tutulmuş, birkaç kez basılmıştır. Bunlar arasında Abdülhamit ve Afrodit, Deliler Saltanatı, Telli Haseki, Bizans’ın Son Günleri, Sümer Kızı, Asya’dan Bir Güneş Doğuyor en tanınmış olanlarıdır. Bu romanlarda dönemin geçerli kıymet hükümleri olan; Osmanlı padişahlarını ve yönetimini kötüleme ve yeni tarih tezlerini destekleme (Sümer Kızı örneğinde olduğu gibi) görülse de; akıcı üslubu ve sevimli anlatımıyla geniş halk kitlelerine okumayı sevdirme bakımından yararlı olduğu muhakkaktır. Bu bağlamda Ahmet Refik, Turhan Tan, Reşat Ekrem Koçu ile birlikte popüler tarih romanı alanında en başarılı isimlerden biridir.”

Erol Üyepazarcı