Ma‘şuk-nameBibigölcamal Geçiş Dönemi Kazan Tatar Türkçesiyle Yazılmış Bir Aşk Hikayesi
![Ma‘şuk-name](/u/halkkitabevi/img/b/m/a/ma-suk-namebdbbcc22922675fa34d84e4311433164.png)
Türk dili, tespit edilen ilk yazılı örneklerden günümüze kadar çeşitli Türk boylarının kurduğu devletlerin ve büyük imparatorlukların yazı dili olarak çok geniş bir coğrafyada gelişimini sürdürmüştür. Farklı iklimlerde yeşerip aynı gökyüzüne uzanan Türkçe ses bayrağı, gölgesinde duran bütün Türk lehçelerinden izler taşımakla beraber onları yazılı yadigarlar ve sözlü gelenek ürünleriyle bir bütünün parçaları hâlinde geçmişten günümüze gür bir edayla taşımıştır. Her dilde olduğu gibi Türk dilinde de tarihî süreç içerisinde çeşitli değişimler, gelişmeler ve dallanıp budaklanmalar görülmüştür ve görülmektedir. Türk dilinin bugününü anlayabilmek ve yarınına yön verebilmek adına geçmişini ayrıntılarıyla ve bilimsel yöntemlerle ele almak gerekmektedir. Bu yüzdendir ki Türk dilinin hangi leh- çesiyle yazılmış olursa olsun tarihi metinleri büyük bir titizlikle incelemek; devirler arası geçiş süreçlerini aydınlatmak, bugünü anlayabilmek ve Türkçenin zen- ginliğini gösterebilmek adına son derece ehemmiyet arz etmektedir.
19. yüzyılın sonları ve 20. yüzyılın başları, neredeyse bütün Türk lehçeleri için kaçınılmaz bir dönüşümün ve köklü değişimlerin yaşandığı bir süreçtir. Bu, Çağatay yazı dilinden çağdaş Türk lehçelerinin yazı dillerine geçiş sürecini temsil edip onların günümüzdeki görkemli dil ve edebiyat dünyalarının temelinin atıldığı bir dönemdir. Yalnız, burada şu hususu göz ardı etmemek gerekir. Bu dönemden önce de Türk lehçeleri çok zengin ve köklü bir yazılı edebiyata sahiplerdi. Sadece bu yazılı edebiyat, Çağatay imlasının ve yer yer Osmanlı Türkçesinin etkisiyle gelişim gösteriyordu. Kıpçak grubu Türk lehçelerinden olan Kazan Tatar Türkçesi de bu zengin ve köklü yazılı edebiyata sahip lehçelerden biridir. Kazan Tatar Türkçesinin geçmişten beri Bulgar Türkçesiyle başlayıp Harezm Türkçesi ve tarihi Kıpçak Türkçesi dil yadigarlarıyla güçlü adımlarla ilerleyen ve Çağatay Türkçesiyle istikrar kazanan bir yazılı gelenek etrafında şekillenmesi ve çok güçlü bir sözlü geleneğe sahip olması, onu Türk lehçeleri arasında çok farklı bir konuma yükseltmiştir. Bunda Kazan şehrinin bir kültür, edebiyat, eğitim ve yayın merkezi olması da son derece etkili olmuştur diyebiliriz.
- Açıklama
Türk dili, tespit edilen ilk yazılı örneklerden günümüze kadar çeşitli Türk boylarının kurduğu devletlerin ve büyük imparatorlukların yazı dili olarak çok geniş bir coğrafyada gelişimini sürdürmüştür. Farklı iklimlerde yeşerip aynı gökyüzüne uzanan Türkçe ses bayrağı, gölgesinde duran bütün Türk lehçelerinden izler taşımakla beraber onları yazılı yadigarlar ve sözlü gelenek ürünleriyle bir bütünün parçaları hâlinde geçmişten günümüze gür bir edayla taşımıştır. Her dilde olduğu gibi Türk dilinde de tarihî süreç içerisinde çeşitli değişimler, gelişmeler ve dallanıp budaklanmalar görülmüştür ve görülmektedir. Türk dilinin bugününü anlayabilmek ve yarınına yön verebilmek adına geçmişini ayrıntılarıyla ve bilimsel yöntemlerle ele almak gerekmektedir. Bu yüzdendir ki Türk dilinin hangi leh- çesiyle yazılmış olursa olsun tarihi metinleri büyük bir titizlikle incelemek; devirler arası geçiş süreçlerini aydınlatmak, bugünü anlayabilmek ve Türkçenin zen- ginliğini gösterebilmek adına son derece ehemmiyet arz etmektedir.
19. yüzyılın sonları ve 20. yüzyılın başları, neredeyse bütün Türk lehçeleri için kaçınılmaz bir dönüşümün ve köklü değişimlerin yaşandığı bir süreçtir. Bu, Çağatay yazı dilinden çağdaş Türk lehçelerinin yazı dillerine geçiş sürecini temsil edip onların günümüzdeki görkemli dil ve edebiyat dünyalarının temelinin atıldığı bir dönemdir. Yalnız, burada şu hususu göz ardı etmemek gerekir. Bu dönemden önce de Türk lehçeleri çok zengin ve köklü bir yazılı edebiyata sahiplerdi. Sadece bu yazılı edebiyat, Çağatay imlasının ve yer yer Osmanlı Türkçesinin etkisiyle gelişim gösteriyordu. Kıpçak grubu Türk lehçelerinden olan Kazan Tatar Türkçesi de bu zengin ve köklü yazılı edebiyata sahip lehçelerden biridir. Kazan Tatar Türkçesinin geçmişten beri Bulgar Türkçesiyle başlayıp Harezm Türkçesi ve tarihi Kıpçak Türkçesi dil yadigarlarıyla güçlü adımlarla ilerleyen ve Çağatay Türkçesiyle istikrar kazanan bir yazılı gelenek etrafında şekillenmesi ve çok güçlü bir sözlü geleneğe sahip olması, onu Türk lehçeleri arasında çok farklı bir konuma yükseltmiştir. Bunda Kazan şehrinin bir kültür, edebiyat, eğitim ve yayın merkezi olması da son derece etkili olmuştur diyebiliriz.
- Taksit Seçenekleri
- Yorumlar
- Yayınevinin Diğer Kitapları
- Yazarın Diğer Kitapları