Ürün Sepetinize Başarıyla Eklendi
Mülksüz ve Çıplak (Ciltli) - Halkkitabevi

Mülksüz ve Çıplak (Ciltli)

Stok Kodu
9786057655462
Boyut
14.00x22.00
Sayfa Sayısı
167
Basım Yeri
İstanbul
Baskı
1
Basım Tarihi
2019-07
Resimleyen
1207da913b1945faab30970b3d23f458
Kapak Türü
Ciltli
Kağıt Türü
1. Hamur
Dili
Türkçe
9786057655462
723957
Mülksüz ve Çıplak (Ciltli)
Mülksüz ve Çıplak (Ciltli)
17.40

- Orada kimse var mı?
- Yeni hayatın getirdiği yeni ahlak ve yeni değerler
- Solgun bir çağın hülyalı çocuklarıydık
- Bütün güzellikler ölüyordu
- Kaçıncı kez
- Yüzlerce kelebek ölüsü
- Yenilen kazanıyordu bu oyunda
- Ütopyalarının izinde
- Vakitsiz ölümler… Belki de yaşamaktı korkunç olan
- Tuz ekmek kardeşliği
- Dev gibi düşleri olan gençleri seviyorduk
- Anımsamak acıtır
- İnsan yaşadığı yere benzer
- Kendine sürgün insanlar
- Hiçlikten hepliğe Neyzen Tevfik
- Âşık Veysel'i sevmek yetmez, anlamak gerekir
- Bir Beyoğlu yurttaşıydı Madam Anahit
- Cihat Özegemen'i anımsamak
- Yaşamın ucuna yolculuk
- Kıyıda bir çıplak adam durmuş düşünür
- Adada olmak adalı olmak ya da ütopyalar ve gerçekler
- Sanata ve sanatçıya düşmanlık
- Bir festival günlüğü: Fantasturka
Festival Günlüğü -2
- Notlar, anekdotlar
- Gel sen al kalbimi
- Kelebek dansı

Kentin büyük ve kalabalık caddesinde yürüyordu. Oradan oraya koşuşturan insan kalabalığı içindeki bir başınalığını hissetti, irkildi. Kara duygularıyla sarı sıcak kentlere göçüp, orada da aykırı duran sonbahar sürgünlerini düşündü. Aynı yerlerden aynı sözcüklerle geçiyordu kaçıncı kez. Sözcükler öldürüyordu sanki her şeyi. Bu kenti terk etmeye hazırlanıyordu. Mülksüz ve çıplak.

Uzun zamandır kimseyle konuşmuyordu, hep anılarını anlatan yaşlı balıkçı dışında. “Mülksüz ve çıplak olmalı” dedi. Yaşlı balıkçının aldırdığı yoktu. Şu lanet olası dünyada kim aldıracaktı peki. Her şey ne kadar da hızlı kirleniyor, ne kadar hızlı tüketiliyordu artıkYaz yağmuru gibi serinletici ve geçici' yaşanıyordu ilişkiler. Sevgiler bir atımlık, saçlarımız süpürge bile değil dostluklara. Şeytanın sevgili çocuklarıydık belki de. Tutkularının izleğini sürmekten yorgun düştüğü anlarda, en çok terk edilmişliklerine üzülürdü. İnsanları ve ilişkileri bir kez daha çıplak düşündü. Neden her şey örtünük yaşanıyordu sanki. Kim bilir? Belki de hayatın gizemi buradan geliyordu.

Kapat