Ürün Sepetinize Başarıyla Eklendi
Neden Hala Yakamızdan Düşmüyorlar? - Halkkitabevi

Neden Hala Yakamızdan Düşmüyorlar?15 Temmuz Öncesi, Sonrası

Stok Kodu
9786059311267
Boyut
14x21
Sayfa Sayısı
212
Basım Yeri
İstanbul
Baskı
1
Basım Tarihi
2018-07
Resimleyen
9f15d56f0b2348c1a2caacdd56f7d111
Kapak Türü
Ciltsiz
Kağıt Türü
2. Hamur
Dili
Türkçe
9786059311267
582203
Neden Hala Yakamızdan Düşmüyorlar?
Neden Hala Yakamızdan Düşmüyorlar? 15 Temmuz Öncesi, Sonrası
180.40

Türkiye'yi asla boş bırakamazlar, bırakmazlar. Boş bırakırlarsa Türkiye'nin ilk fırsatta yeniden güçleneceğini çok iyi bilirler. Yeraltı ve yerüstü kaynaklarıyla, 81 milyonluk genç nüfusuyla, dünya enerji nakil hatlarının tam ortasında stratejik topraklara sahip olan Türkiye, eğer bu imkanlarını kullanırsa çok kısa sürede bölgesel süper güç olur. Bu yüzden Türkiye'ye fırsat vermemeleri gerektiğinin sonuna kadar farkındalar. Bunun için de bizi birbirimize karşı kışkırttılar, suikastlar yaptılar, teröre verdikleri desteklerle bizi sürekli meşgul ettiler.

Osmanlı'dan bugüne tertip ettikleri darbelerle hızımızı kestiler. Bize hız katan devlet adamlarını etkisiz hale getirdiler. İlk olarak, Osmanlı'yı ihtişamlı günlerine döndürmek için gayret eden Sultan Abdülaziz Han'ı darbeyle indirip, 5 gün sonra katlettiler. Peşinden aynı darbeyi Sultan 2. Abdülhamid Han'a yaptılar. Darbelere cumhuriyet döneminde de devam ettiler. Menderes'i idam ettiler, Özal'ı zehirlediler, post modern bir darbeyle Erbakan'ı iktidardan uzaklaştırdılar. 27 Nisan e-muhtırası, 17-25 Aralık ekonomik darbesi sonrasında, hain 15 Temmuz darbe teşebbüsü ile milletin bir diğer adamını daha durdurmaya ve katletmeye çalıştılar.

Bu anlamda 15 Temmuz, 1815 Viyana Kongresi ile bizi Orta Asya'ya sürme hedefinin devam ettirildiği darbelerden biriydi. Ama bu son olmayacak, her fırsatta bizi Anadolu'dan sürme hevesleri devam edecek.

Elinizdeki bu kitap Neden Hala Yakamızdan Düşmüyorlar? başlığı altında, hemen hemen iki yüz yıldır devam eden bu süreci, neden ve sonuçlarıyla alanında uzman bir isim olan Prof. Dr. Ebubekir Sofuoğlu'nun kaleminden siz değerli okuyucularımıza anlatıyor.

Kapat