Ürün Sepetinize Başarıyla Eklendi
Osmanlı-İran İlişkileri ve Sünni-Şii İttifakı - Halkkitabevi

Osmanlı-İran İlişkileri ve Sünni-Şii İttifakı

Stok Kodu
9786051051291
Boyut
17x21
Sayfa Sayısı
208
Basım Yeri
İstanbul
Baskı
2
Basım Tarihi
2016-10
Resimleyen
c75e3f5ebbe342eabfeb4d5c3ab75244
Kapak Türü
Ciltsiz
Kağıt Türü
2. Hamur
Dili
Türkçe
195,00TL
%23 İNDİRİM
150,15TL
Taksitli fiyat : 9 x 18,35TL
Stokta var
9786051051291
511001
Osmanlı-İran İlişkileri ve Sünni-Şii İttifakı
Osmanlı-İran İlişkileri ve Sünni-Şii İttifakı
150.15

Komşu coğrafyalarda yaşayan, güçlü devlet geleneklerine sahip Türklerle İranlıların yaşamları bir taraftan büyük mücadeleler içinde geçerken, diğer taratan ise çok önemli kültürel ortaklıklara imza attılar. Her iki halk, Müslümanlığı kabullerinden önce Budizm, Yahudilik, Hıristiyanlık, Mecusilik ve Zerdüştlük gibi belli başlı dinleri birlikte tecrübe ettiler. Bu süreçte elde ettikleri dini deneyimlerini Müslüman olduktan sonra İslâm'a taşıyarak başta inanç ve siyaset olmak üzere İslâm medeniyetinin şekillenmesinde Araplarla birlikte pay sahibi oldular. İslamlaşma maceraları ve tarihi deneyimleri Türkleri merkezi Müslüman siyasal yapının hamileri konumuna taşırken İranlılar ise Araplarla tarihi ilişkileri nedeniyle aynı süreç içinde muhalif yapının ana damarını oluşturan Şiiliğin temsilcileri oldular. Türkler, kurdukları İran merkezli Selçuklu Devleti'yle Sünni hilafetin savunuculuğunu üstlendiler. Ardından batıya yönelerek Osmanlılarla İslamiyet'i Avrupa'nın içlerine kadar taşıdılar. İranlılar ise topraklarından ayrılmayarak süreç içinde Şiileşmiş ve 16. yüzyıla gelindiğinde, tarihin bir cilvesi olarak, Türklerin eliyle büyük oranda Şii olmuşlardır. Şah İsmail'in kurduğu Safevi Devleti sırasında Osmanlı-İran ilişkileri sertleşmiş, Sünni Osmanlılar ve Şii Safeviler olarak yeniden şekillenen İslam dünyası, etkileri günümüze kadar devam eden büyük bir saflaşmaya duçar olmuştur. İşte tarihi olay ve konuları siyasi meselelerin yanında inanç boyutuyla da ele alan bu çalışmada Türk-İran ilişkilerinin geçirmiş olduğu aşamalar farklı açılardan değerlendirilmiş ve geleceğe yönelik bazı uzlaştırıcı yaklaşımlar dile getirilmiştir. Cemil Hakyemez, Hitit Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nde İslam Mezhepleri Tarihi öğretim üyesidir.

Kapat