Ürün Sepetinize Başarıyla Eklendi
Osmanlı Kahvehaneleri - Halkkitabevi

Osmanlı KahvehaneleriMekan, Sosyalleşme, İktidar

Stok Kodu
9786051050270
Boyut
17x21
Sayfa Sayısı
135
Basım Yeri
İstanbul
Baskı
3
Basım Tarihi
2023-01
Resimleyen
606c80a6428843bfa12d1392c09a37c1
Kapak Türü
Ciltsiz
Kağıt Türü
2. Hamur
Dili
Türkçe
165,00TL
%23 İNDİRİM
127,05TL
Taksitli fiyat : 9 x 15,53TL
Stokta var
9786051050270
572399
Osmanlı Kahvehaneleri
Osmanlı Kahvehaneleri Mekan, Sosyalleşme, İktidar
127.05

Kahvehane; Kültürel birikim ortamı, sosyalleşme mekânı ve siyasi iktidar karşısında halkın sesini duyurabildiği bir kamusal alan… Osmanlı toplumunda 16. yüzyıl ortalarında bir şehir mekânı olarak gelişen kahvehaneler, yepyeni bir sivil deneyimin gelişmesine katkıda bulundular. Değişik zümrelerden ve kültür seviyelerinden insanların kahve içmek ve sohbet etmek amacıyla gittikleri bu yerler, kısa zamanda toplumun ekonomik, sosyal ve kültürel ihtiyaçlarını karşılayan bir konuma geldi.

Bu kitap, beş akademisyenin bu konudaki çalışmalarını bir araya getiriyor. Makalelerin en önemli ortak yanı 'kamusal alan' kavramsallaştırmasının bir çeşit eleştirisi ve Osmanlı'da kahvehane kamusallığını anlama çabası. Selma Özkocak; kahvehanelerin gelişiminin daha geniş ölçekli gelişmelerle, örneğin 16. yüzyıl ve sonrasında artan şehirleşme, şehre göç ve bunun bir sonucu olarak sosyalleşmedeki yükseliş ve bütün bunların da özel alanın ve daha çok ev yaşamına ait geleneksel konukseverlik yapısının dönüşümü ile ilişkilendirilmesinin önemini vurguluyor.

Uğur Kömeçoğlu; kahvehaneleri Sennett'in 'aktör olarak insan' biçiminde kavramsallaştırması ve kamusal alanın bir sosyallik formu olarak okunması üzerinden irdeliyor ve bu mekânda gerçekleşen meddah, karagöz, ortaoyunu, âşık gösterileri gibi toplumsal performansları mekânsal ve eleştirel kamusallığın öğeleri olarak sunuyor.

Ahmet Yaşar; kahvehanelerin, Osmanlı İstanbul'una girişi sırasında ve sonrasında devlet erkânı ve ulema arasındaki kötü şöhretini inceliyor ve siyasi iktidarın kahvehane kamusallığı üzerindeki kontrolünü irdeliyor. Ali Çaksu; 1826 yılına kadar Osmanlı siyasetine belirgin biçimde yön veren yeniçerilerin kahvehanelerle ilişkilerini inceliyor ve yeniçeri kahvehanesinin kahve ve tütün içilecek bir yer olmasının yanısıra bir edebiyat salonu, isyancı karargâhı, karakol, tekke, iş bürosu ve mafya kulübü gibi işlediğini örneklerle ortaya koyuyor. Cengiz Kırlı ise 1840-1845 yıllarına ait 'havadis jurnalleri' adını taşıyan bir dizi belge üzerinden, mezkûr dönemde sıradan İstanbul insanının kahvede, sokakta, çarşı ve pazarda ve hatta evlerinde yaptıkları sohbet ve dedikoduları inceliyor.

Kapat