Ürün Sepetinize Başarıyla Eklendi
Osmanlılar 1 - Trakya Güneşi - Halkkitabevi

Osmanlılar 1 - Trakya Güneşi

Stok Kodu
9786051063645
Boyut
14x21
Sayfa Sayısı
533
Basım Yeri
İstanbul
Baskı
1
Basım Tarihi
2011-10
Resimleyen
4b0b016aeaf3434aad26a8742cfb072a
Kapak Türü
Ciltsiz
Kağıt Türü
2. Hamur
Dili
Türkçe
190,00TL
%35 İNDİRİM
123,50TL
Taksitli fiyat : 9 x 15,09TL
Stokta var
9786051063645
468123
Osmanlılar 1 - Trakya Güneşi
Osmanlılar 1 - Trakya Güneşi
123.50
Osmanlı Devleti'nin kurucularından Orhan Gazi, hükümdarlığı döneminde ordu komutanlığını oğlu Süleyman Paşa'ya verir. Genç yaşında yaptığı fetihlerle Trakya topraklarına geçişi sağlayan Şehzade, Trakya Güneşi adıyla anılmaya başlar. Bu sırada Bizans topraklarında Palaiologos ile Kantakuzinos arasında süren taht kavgaları devleti zayıf düşürmüştür. Konstantinopolis gelen tehlikenin büyüklüğünü fark ettiğinde iç karışıklıklardan kurtulup karşı hamle yapmaya kalkar, ancak etrafı çevrildiği ve hareket alanı daraldığı için çaresiz kalır. Rumeli topraklarında fethedilmeyen Bizans kalesi bırakmayan Süleyman Paşa, bir av kazasında talihsiz bir şekilde hayatını kaybettiği için tahta onun yerine kardeşi Murad Han çıkar. Dünya tarihinin son büyük imparatorluğunun Anadolu'dan Trakya ve Balkanlar'a geçişini anlatan bu romandaki tüm tarihi karakterler, Murat Tuncel'in sözcükleriyle okura iç dünyalarının kapılarını açıyor. Tuncel, ustalıkla kullandığı epik dili sayesinde bazen bir dağı, güneşi, bulutları bazen de kuşatılmış bir kalenin içinde ve dışındakilerin korku ve umutlarını konuşturuyor. "Aldığı haberle konağının başına yıkıldığı duygusuna kapılan Orhan Gazi'nin soluğu kesildi. İçindeki acıyı bedeninin dört duvar arasında taşıyamayacağını anlayınca kendini konağın bahçesine zor attı. Dışarı çıkar çıkmaz içindeki acıyı boşaltırcasına öyle bir nara attı ki, Bursa'nın üzerine gölgesini eğmiş Oliympos Dağı korkudan iki adım geri çekildi. Ama korkusunu yener yenmez de acılı sesin çaresizlikle kükreyen bir babanın haykırışından başka bir ses olamayacağını düşünerek ürkek adımlarla yeniden ilerleyip onu gölgesiyle teselli etmeye çalıştı.""Eğer biz bu topraklar üzerindeki taşları konuşturabilirsek, dünya bizi daha iyi tanır." -Azra Erhat-
Kapat