Ürün Sepetinize Başarıyla Eklendi
Parkta Gölgeler - Halkkitabevi

Parkta Gölgeler

Stok Kodu
9789753444552
Boyut
14x21
Sayfa Sayısı
240
Basım Yeri
İstanbul
Baskı
1
Basım Tarihi
2014-11
Resimleyen
afbfabbada3d410084c8cf6b0c0169b2
Kapak Türü
Ciltsiz
Kağıt Türü
2. Hamur
Dili
Türkçe
220,00TL
%23 İNDİRİM
169,40TL
Taksitli fiyat : 9 x 20,70TL
Stokta var
9789753444552
749392
Parkta Gölgeler
Parkta Gölgeler
169.40

Engin Günay, 1956 İstanbul doğumlu. Marmara Üniversitesi’nin Gazetecilik bölümünü bitirdikten sonra uzun süre Alan ve Belge yayınlarında çalıştı, Türkiye Sorunları ve Demokrat Muhalefet dergilerinin sorumlu yazıişleri müdürlüğünü üstlendi. Hakkında açılan basın davalarından dolayı 1993 yılında yurtdışına çıktı ve İsviçre’nin Zürih şehrine yerleşti. Zürih'de Sosyal Danışmanlık öğrenimi gördü, sosyal hizmetlerin çeşitli alanlarında çalıştı, özellikle göçmenler ve göçmen gençliğin sorunları üzerine yoğunlaştı. Anlatı türündeki ilk kitabı; Sürgün’ün Seyir Defteri 2012 yılında Belge Yayınları tarafından yayımlandı.

Parkta Gölgeler, Zürih‘te bir parkta başlayıp işgal evlerine, lüks bir villaya, oradan dünyanın farklı coğrafyalarında geçen çok farklı hayatlara uzanıyor. Ama herşeyden önce dünya üzerinde yerleşik olan düzene, kendilerine dayatılan yaşam biçimine direnen, isyan eden genç insanların hikayesini anlatıyor.

Parktan çıkarlarken bir polis arabası usulca yanaştı. Danny ile Bahar’ı şöyle bir süzüp ilerideki punklara doğru gittiler. Bahar’ın kalbi hop hop atmaya başlamıştı. “Telaşlanma. Onlar burayı sık sık ziyaret ederler. Senin için gelmediler” dedi Danny. Arka caddeden yürürlerken Niederdorf’a girmeden Spiegelgasse’ye saptı Danny. Tam köşedeki binayı göstererek; “Burası Dada Haus imiş bir zamanlar. Lenin birkaç ev ilerideki penceresinden başını uzatır, Dadacılara bağırır çağırırmış çok gürültü ediyorlar diye” dedi Bahar’ın kafasını dağıtmak için. Ama Bahar orada değildi sanki. Danny’nin konuşmaları bir rüyanın devamıymış gibi geliyordu. Rüyanın merkezinde o sahne vardı, dönüp dönüp tekrarlanan sahne. Sarışın hayvanın kafasına bronzdan Shiva’yı fırlattığı, adamın yere düştüğü sahne. Sonra parke zemine yapışmış soluk ve yağlı suratından yayılan, yavaş yavaş büyüyen kan birikintisi.

Kapat