Ruhunuza Dokunan Aşk Serisi 2
Parola Yayınları - Set
1 - Hava Nur Tanrıverdi - Umut Denizi - 536 Sayfa
Bir masalın başkahramanlarıydık biz.
O gargamel, ben şirine.
O siyah, ben beyaz.
O ay, ben güneş.
O ateş, ben su.
O vardı bir de ben, biz yoktu.
Bu masalda mutlu son yoktu, pinokyonun yandığı, uyuyan güzelin asla uyanmadığı, pamuk prensesin o elmayla zehirlenip öldüğü bir masaldı bizim ki.
Mutluluk bana haramdı, bana cehennemi vaat etmişti o. Cennet bana yasaktı.
“Senin olduğun yerde ben kül, benim olduğum yerde sen buhar olursun, uzak dur benden.”
2 - Taner Çetinkaya - Sadece Sev İstedim - 256 Sayfa
Sevmediğini bilirsin ama yine de vazgeçemezsin ondan.
Sana canını en çok ne acıtır, anlatayım mı?
Onun seni sevmediğini bilirsin ama yine de vazgeçemezsin ondan. Hiçbir umut olmadığını bilirsin ama yine de her gece "olsun" diye dua edersin.
"En çok neyi istersin" diye sorsalar, bir saniye bile düşünmeden "onu" dersin. Gizli gizli fotoğraflarına bakarsın, uzun uzun hayaller kurarsın. Onu sadece tek bir an olsun görmek için saatlerce beklemeyi göze alırsın. Bir kere "seviyorum" demesi için ömrünü verirsin. Bir derdin olduğunda en çok ona anlatmak istersin, üzüldüğünde ona sarılmak...
Yüreğinde bu kadar sevgi taşıdığın için, onu bu kadar çok sevdiğin için kendinden nefret edersin. "Keşke unutabilsem, bir mucize olsa da onu unutsam" diye saatlerce ağlarsın. Birilerinden çare ararsın, birilerinden nasihat... Birileri bir şeyler söylese de acıların dinsin diye teselli ararsın. Ona onu ne kadar çok sevdiğini söylersin; sadece bir şans, tek bir şans vermesini istersin. O seni sevmese bile, senin onu her gün seveceğini söylersin. Onsuz yaşayamayacağını, hiçbir zaman mutlu olamayacağını anlatırsın. Yalvarırsın. Bütün benliğini bir kenara bırakıp sadece onu yaşarsın. Onu her gördüğünde "mutluluğum bu kadar yakınken bu kadar acı niye?" diye düşünürsün. “Bu kadar zor mu?” dersin…“Seni kendinden bile fazla seven bir insanı, biraz olsun sevmek bu kadar zor mu?” diye isyan edersin. Lanet edersin. Ondan vazgeçmek istersin ama yapamazsın. İşte en acısı da bu ya, onun seni sevmediğini bilirsin ama yine de vazgeçemezsin ondan.
3 - Nazmiyer Sümer - Cazi&İfrite Karşı Kuşluk Vakti - 560 Sayfa
Cazî ya da Cadı…
Siz hangisine inanırsınız? Masal olduğunu sandığınız şeylerin gerçek olduğunu, bu masaldaki kötü karakterin siz olduğunu bilseydiniz ne yapardınız? Ya size; “Sen cazîsin” deselerdi ne yapardınız? Kardelen genç kızlığına adım atarken başka bir şeye daha adım attığını bilmiyordu.
Özüne, olduğu şeyin başlangıcı olan topraklara geldiğinde rüyaları hayat bulmaya başlamıştı. Aslında bunlar rüya değil, kâbustular. Ve bu kâbuslar gerçekleştikçe kendini suçlu hissetmeye, olayların arkasında kendisiymiş gibi tedirgin olmaya başlamıştı. Yoksa kendisi miydi?
Hayat ona bir oyun mu oynuyordu, yoksa bütün bu yaşadıkları kâbustan ibaret miydi? Bir bebek katili miydi? Sorularına cevap ararken kendini bir anda imkânsız aşkın içinde buldu. İmkânsız ama gerçek bir aşk…
Şimdi bir yanında gerçek aşkı, diğer yanında olduğu şeyin ayrılmaz parçası vardı. İkisi arasında bir seçim yapması gerekiyordu. Doğruyu mu seçecekti yanlışı mı? Gerçek aşkını mı tercih edecekti, varoluşunun devamını getirmek için diğerini mi?
On sekiz yaşında olsaydınız ve sizden bir karar vermenizi isteselerdi siz ne yapardınız? Kardelen çaresizdi.
4 - Yeşim Nahırcı - Tek Gerçeğim Sensin - 544 Sayfa
5 - Bayba - 7 Gece - 208 Sayfa
“Büyük Karşılaşma”
O akşama kadar karanlıktı sanki dünya. Evren, zehir
zemberek bir sükûnet içinde ve sıradandı hiç olamayacağı kadar. Nedenini hiç bilemediği bir bayağılık etrafı kuşatmış, anlamlandırmaya çalıştığı geleceğini ümitsizleştiriyordu.
İlk defa gittiği o mekândan içeri girince, zat-ı şahaneyi o tahta masada görür görmez kalbi, “Neler oluyor? Bana mı kastın!” diye haykırdı sanki içinde. En büyük fiziki ve psikolojik yüklerde dahi, kökleriyle toprağa sıkı sıkı tutunan ağaçlar gibi güçlü duran bacakları, onlara en çok ihtiyacı olan o anlarda genç adamı yarı yolda ve ulu orta bıraktı sanki. Artık geri dönmek için çok geçti. İpek bir kumaş gibi o dayanılmaz, o öpülüp koklanası alnını örten perçemin ahengine rast gelip kendini bir adım bile olsun geri atmaya çalışmak, yapılacak en büyük ahmaklıklardan biri olacaktı.
- Açıklama
1 - Hava Nur Tanrıverdi - Umut Denizi - 536 Sayfa
Bir masalın başkahramanlarıydık biz.
O gargamel, ben şirine.
O siyah, ben beyaz.
O ay, ben güneş.
O ateş, ben su.
O vardı bir de ben, biz yoktu.
Bu masalda mutlu son yoktu, pinokyonun yandığı, uyuyan güzelin asla uyanmadığı, pamuk prensesin o elmayla zehirlenip öldüğü bir masaldı bizim ki.
Mutluluk bana haramdı, bana cehennemi vaat etmişti o. Cennet bana yasaktı.
“Senin olduğun yerde ben kül, benim olduğum yerde sen buhar olursun, uzak dur benden.”2 - Taner Çetinkaya - Sadece Sev İstedim - 256 Sayfa
Sevmediğini bilirsin ama yine de vazgeçemezsin ondan.
Sana canını en çok ne acıtır, anlatayım mı?
Onun seni sevmediğini bilirsin ama yine de vazgeçemezsin ondan. Hiçbir umut olmadığını bilirsin ama yine de her gece "olsun" diye dua edersin.
"En çok neyi istersin" diye sorsalar, bir saniye bile düşünmeden "onu" dersin. Gizli gizli fotoğraflarına bakarsın, uzun uzun hayaller kurarsın. Onu sadece tek bir an olsun görmek için saatlerce beklemeyi göze alırsın. Bir kere "seviyorum" demesi için ömrünü verirsin. Bir derdin olduğunda en çok ona anlatmak istersin, üzüldüğünde ona sarılmak...
Yüreğinde bu kadar sevgi taşıdığın için, onu bu kadar çok sevdiğin için kendinden nefret edersin. "Keşke unutabilsem, bir mucize olsa da onu unutsam" diye saatlerce ağlarsın. Birilerinden çare ararsın, birilerinden nasihat... Birileri bir şeyler söylese de acıların dinsin diye teselli ararsın. Ona onu ne kadar çok sevdiğini söylersin; sadece bir şans, tek bir şans vermesini istersin. O seni sevmese bile, senin onu her gün seveceğini söylersin. Onsuz yaşayamayacağını, hiçbir zaman mutlu olamayacağını anlatırsın. Yalvarırsın. Bütün benliğini bir kenara bırakıp sadece onu yaşarsın. Onu her gördüğünde "mutluluğum bu kadar yakınken bu kadar acı niye?" diye düşünürsün. “Bu kadar zor mu?” dersin…“Seni kendinden bile fazla seven bir insanı, biraz olsun sevmek bu kadar zor mu?” diye isyan edersin. Lanet edersin. Ondan vazgeçmek istersin ama yapamazsın. İşte en acısı da bu ya, onun seni sevmediğini bilirsin ama yine de vazgeçemezsin ondan.3 - Nazmiyer Sümer - Cazi&İfrite Karşı Kuşluk Vakti - 560 Sayfa
Cazî ya da Cadı…
Siz hangisine inanırsınız? Masal olduğunu sandığınız şeylerin gerçek olduğunu, bu masaldaki kötü karakterin siz olduğunu bilseydiniz ne yapardınız? Ya size; “Sen cazîsin” deselerdi ne yapardınız? Kardelen genç kızlığına adım atarken başka bir şeye daha adım attığını bilmiyordu.
Özüne, olduğu şeyin başlangıcı olan topraklara geldiğinde rüyaları hayat bulmaya başlamıştı. Aslında bunlar rüya değil, kâbustular. Ve bu kâbuslar gerçekleştikçe kendini suçlu hissetmeye, olayların arkasında kendisiymiş gibi tedirgin olmaya başlamıştı. Yoksa kendisi miydi?
Hayat ona bir oyun mu oynuyordu, yoksa bütün bu yaşadıkları kâbustan ibaret miydi? Bir bebek katili miydi? Sorularına cevap ararken kendini bir anda imkânsız aşkın içinde buldu. İmkânsız ama gerçek bir aşk…
Şimdi bir yanında gerçek aşkı, diğer yanında olduğu şeyin ayrılmaz parçası vardı. İkisi arasında bir seçim yapması gerekiyordu. Doğruyu mu seçecekti yanlışı mı? Gerçek aşkını mı tercih edecekti, varoluşunun devamını getirmek için diğerini mi?
On sekiz yaşında olsaydınız ve sizden bir karar vermenizi isteselerdi siz ne yapardınız? Kardelen çaresizdi.4 - Yeşim Nahırcı - Tek Gerçeğim Sensin - 544 Sayfa
5 - Bayba - 7 Gece - 208 Sayfa
“Büyük Karşılaşma”
O akşama kadar karanlıktı sanki dünya. Evren, zehir
zemberek bir sükûnet içinde ve sıradandı hiç olamayacağı kadar. Nedenini hiç bilemediği bir bayağılık etrafı kuşatmış, anlamlandırmaya çalıştığı geleceğini ümitsizleştiriyordu.
İlk defa gittiği o mekândan içeri girince, zat-ı şahaneyi o tahta masada görür görmez kalbi, “Neler oluyor? Bana mı kastın!” diye haykırdı sanki içinde. En büyük fiziki ve psikolojik yüklerde dahi, kökleriyle toprağa sıkı sıkı tutunan ağaçlar gibi güçlü duran bacakları, onlara en çok ihtiyacı olan o anlarda genç adamı yarı yolda ve ulu orta bıraktı sanki. Artık geri dönmek için çok geçti. İpek bir kumaş gibi o dayanılmaz, o öpülüp koklanası alnını örten perçemin ahengine rast gelip kendini bir adım bile olsun geri atmaya çalışmak, yapılacak en büyük ahmaklıklardan biri olacaktı.
- Taksit Seçenekleri
- Axess KartlarTaksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim149,00149,00277,48154,96352,65157,94626,82160,92918,21163,90Finansbank KartlarıTaksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim149,00149,00277,48154,96352,65157,94626,82160,92918,21163,90Bonus KartlarTaksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim149,00149,00277,48154,96352,65157,94626,82160,92918,21163,90Paraf KartlarTaksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim149,00149,00277,48154,96352,65157,94626,82160,92918,21163,90Maximum KartlarTaksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim149,00149,00277,48154,96352,65157,94626,82160,92918,21163,90World KartlarTaksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim149,00149,00277,48154,96352,65157,94626,82160,92918,21163,90Diğer KartlarTaksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim149,00149,002--3--6--9--
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
- Yayınevinin Diğer Kitapları
- Yazarın Diğer Kitapları