Ürün Sepetinize Başarıyla Eklendi
Safeviler - Halkkitabevi

SafevilerCevahirü’l -Ahbar (Başlangıçtan 1576’ya Kadar Safevîlerin Tarihi)

Stok Kodu
9786258274509
Boyut
13.5x21
Sayfa Sayısı
176
Baskı
1
Basım Tarihi
2023
Kapak Türü
Ciltsiz
Kağıt Türü
2. Hamur
110,00TL
%13 İNDİRİM
95,70TL
Taksitli fiyat : 9 x 11,70TL
Stokta var
9786258274509
961564
Safeviler
Safeviler Cevahirü’l -Ahbar (Başlangıçtan 1576’ya Kadar Safevîlerin Tarihi)
95.70

Safevî tarihine dair eserlerin bir dizi hâlinde okuyucu ile buluşturulması Türk tarihçiliği açısından çok önemli bir boşluğun doldurulmaya çalışıldığını göstermektedir.
Safevî tarihi dizisinden yayınlanan bu eser, Kazvinli tarihçi Budak Münşî’nin Farsça yazılmış Cevâhirü’l-Ahbâr’ıdır. Budak, Şah Tahmasb dönemi bürokrat-tarihçilerindendir. Şah İsmail’in oğlu Behram Mirza’nın ayak ucunda kırk gün boyunca uyuyacak kadar hanedanın yakınında ve Şah Tahmasb’ın tüm seferlerine katılacak kadar olayların içindedir. Tekelü oymağının büyük bir kırıma uğratıldığı süreçte Bağdat’ta Şerefeddinoğlu Muhammed Han Tekelü’nün yakınındaki birkaç isimden biridir. Budak, kariyer basamaklarında sürekli yükselmeye odaklı, hedefine ulaşamadığında gayrimeşru yollara sapacak kadar muhteris, ancak yaptıklarını itiraf edecek kadar da cesur ve ilginç bir karakterdir.
Cevâhirü’l-Ahbâr aslında insanlığın ortaya çıkışından müellifin kendi yaşadığı dönemi de (Ağustos 1576) kapsayacak şekilde yazılmış genel tarih niteliğinde bir eserdir. Eserin en kıymetli kısmı Şah İsmail ve Şah Tahmasb’ın anlatıldığı yerlerdir, çünkü Budak Münşî onlarla çağdaştır. İşte bu sebeple Cevâhirü’l-Ahbâr’ın sadece Safevî hanedanı kısımlarının tercümesi tercih edilmiş. Anlatımın merkezinde Safevî hanedanı olmakla birlikte Akkoyunlular, Şirvanşahlar, Osmanlılar, Şibânîler ve Babürlülerle ilgili bahislerin geçtiği yerler de fevkalade kıymetlidir. Müellif anlattığı pek çok olayın görgü tanığıdır. Özellikle Kanuni Sultan Süleyman’ın Irakeyn seferi ile Bağdat’ı fethi aşamasında orada bulunuyordu. Safevî kaynakları içinde Bağdat’ın terk edilme sürecinin bu kadar ayrıntılı anlatıldığı başka bir eser yoktur. Bu eserin yayınlanmasıyla Türkiye’de Safevî tarihi ile ilgili önemli bir boşluk daha doldurulmuş olacaktır.

Kapat