Sanat Dünyamız 197 / Kasım – Aralık 2023

Sanat Dünyamız dergisi 197. sayısında “Ev: Neresi?” başlıklı dosyasıyla okurla buluşuyor. Dosya ev kavramının değişen anlamlarına eğilen ve kapsamlı şekilde inceleyen yazılardan oluşuyor. Dergide Ozan Özkan, İşe Yarar Bir Şey filminden Füreya’nın öykülerine, Yeşilçam filmlerindeki evlerden, Aaahh Belinda’ya, Gülsün Karamustafa, Hale Tenger ve Özgül Arslan’ın eserlerine uzanan bir aksta evin popüler kültürdeki yerini inceliyor. Nora Tataryan, Nevin Aladağ, Neriman Polat ve Gözde İlkin’in eserlerinde perdeleri incelediği yazısıyla dosyaya katkıda bulunuyor. Monica Papi, oikos kavramından yola çıkarak Gordon Matta-Clark, Rachel Whiteread, Mona Hatoum, Ilya Kabakov, Do Ho Suh ve Etel Adnan’ın eserleri üzerinden ev kavramının güncel sanatın kısa tarihi içindeki anlamlarını araştırıyor. Seda Niğbolu’nun Pınar Öğrenci’nin Gurbet Artık Bir Ev filmi üzerine denemesi, Eda Berkmen’in Nil Yalter’in eserleri üzerine incelemesi ve Özgün Eylül İşcen’in “Evin Ötesi” sergisi üzerine değerlendirmesi göç kavramını feminist perspektiften okuyarak evin anlamlarını açıyor. Sınır/sız küratör ekibi evin anlamlarını bugüne dek düzenledikleri sergilerdeki eserler üzerinden takip ediyor. Didem Yazıcı ise evin annelikle değişen anlamları üzerine anne olan sanatçılar Ekin Saçlıoğlu, Gülşah Mursaloğlu ve Özge Açıkkol’la bir söyleşisini sunuyor. Bülent Diken ve Carsten Bagge Laustsen’in “Dışlanma Figürleri” makalesinin çevirisi ise bu sayıda dışarıda bırakılanlar ve içeride yer alanlar üzerinden eve dair düşünmemizi sağlıyor.
Dosya haricinde Ece Balcıoğlu sanatı ve 23 Kasım’da açılacak sergisi üzerine Fatma Tülin’le bir söyleşi gerçekleştiriyor. Süreyyya Evren sanat ve anlam çerçevesi üzerine yazılarını “Anlam Çerçevesi” serisinin üçüncü yazısıyla sürdürüyor. “Görsel Notlar” bölümünde ise Sevil Tunaboylu eser üretim süreci ve atölyesi üzerine notlarıyla yer alıyor. Derginin her sayı bir sanatçının ajandasına yer veren “Ajanda” bölümü ise bu sayı Depo İstanbul’da “Teyel, Uzuv, İlizarov” isimli sergisi süren Çınar Eslek’e emanet.