Sınai Mülkiyet Kanunu Işığında Uygulamalı Marka Hukuku (Ciltli)
6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 10.01.2017’de yürürlüğe girmiş olması, Türk Fikri Mülkiyet Hukuku bakımından önemli bir dönemeçtir. Bilindiği üzere KHK’lardan oluşan mevzuat manzumesi hem çıkış noktası itibarıyla aceleye getirilmiş hem de Anayasal ilkelerle uyumsuz olmuş, birçok uygulama sorunu ve mağduriyete yol açmıştır.
AB ile bir ileri iki geri devam eden bütünleşme çabalarının öncü alanlarından biri de Fikri Mülkiyet Hakları mevzuatı ve uygulamasıdır. Nitekim Sınai mülkiyet haklarını koruyan son yasal düzenlemeler, Kanun gerekçesinde belirtildiği üzere, bu anlayışla şekillenmiştir. 6769 Sayılı S ınai Mülkiyet Kanunu, AB’nin 2015/2436 sayılı Üye Devlet Marka Hukuklarını Uyumlaştırma Yönergesi ve 2017/1001 Sayılı Topluluk Marka Tüzüğü esas alınmak suretiyle bütünleşme öngörülerine hizmet eden bir beklentiyle hazırlanmıştır.
Marka Hukuku, marka tescili tanımak ve arkasında durarak onu korumaya odaklanmışken yargı sistemi adalet hizmetini yönetmek ve dağıtmakla meşguldür. Gerçekten de hukuki bir koruma mekanizması bulunmadığı, işletilmediği sürece, bir mütecavize karşı marka hakkı ileri sürmenin herhangi bir yararı bulunmamaktadır. Evrensel fikri mülkiyet hakkı standartlarını belirleyen TRIPS Anlaşması ve AB Marka Hukuku Yönergesine uyma gayretlerinin bina ettiği 6769 Sayılı S ınai Mülkiyet Kanunu’nun yaklaşık bir buçuk yıldır devam eden uygulaması, kitabımızın hazırlanmasına zemin oluşturmuş bulunmaktadır. Önceki döneme ait halen esas alınabilir nitelikte içtihatlara yer verilmiş, “uygulamacı gözüyle” yeni kurumların ve ilkelerin tanıtımı yapılmıştır. Özellikle Yargıtay 11. HD ve ilgili ceza dairelerinin bu alanda yarattıkları birikimin Marka Hukukumuzu biçimlendirdiğini teslim etmek gerekmektedir. Nitekim 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun getirdiği, ‘sessiz kalma yoluyla hak kaybı’ gibi birçok yeni hükmünün mehazı, yönergenin yanında, 11. HD’nin içtihatlarla sağladığı kazanımlardır.
Kitap, uygulamacı bakışıyla temel kaynaklardan, içtihatlardan ve AB Hukuk kaynaklarından yararlanılarak hazırlandı. Bununla birlikte, doktrin tartışmalarına girilmeksizin, açıklamaların pratik ve sade bilgiler olması, Kanuna dayalı olmasına özen gösterildi.
- Açıklama
6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 10.01.2017’de yürürlüğe girmiş olması, Türk Fikri Mülkiyet Hukuku bakımından önemli bir dönemeçtir. Bilindiği üzere KHK’lardan oluşan mevzuat manzumesi hem çıkış noktası itibarıyla aceleye getirilmiş hem de Anayasal ilkelerle uyumsuz olmuş, birçok uygulama sorunu ve mağduriyete yol açmıştır.
AB ile bir ileri iki geri devam eden bütünleşme çabalarının öncü alanlarından biri de Fikri Mülkiyet Hakları mevzuatı ve uygulamasıdır. Nitekim Sınai mülkiyet haklarını koruyan son yasal düzenlemeler, Kanun gerekçesinde belirtildiği üzere, bu anlayışla şekillenmiştir. 6769 Sayılı S ınai Mülkiyet Kanunu, AB’nin 2015/2436 sayılı Üye Devlet Marka Hukuklarını Uyumlaştırma Yönergesi ve 2017/1001 Sayılı Topluluk Marka Tüzüğü esas alınmak suretiyle bütünleşme öngörülerine hizmet eden bir beklentiyle hazırlanmıştır.
Marka Hukuku, marka tescili tanımak ve arkasında durarak onu korumaya odaklanmışken yargı sistemi adalet hizmetini yönetmek ve dağıtmakla meşguldür. Gerçekten de hukuki bir koruma mekanizması bulunmadığı, işletilmediği sürece, bir mütecavize karşı marka hakkı ileri sürmenin herhangi bir yararı bulunmamaktadır. Evrensel fikri mülkiyet hakkı standartlarını belirleyen TRIPS Anlaşması ve AB Marka Hukuku Yönergesine uyma gayretlerinin bina ettiği 6769 Sayılı S ınai Mülkiyet Kanunu’nun yaklaşık bir buçuk yıldır devam eden uygulaması, kitabımızın hazırlanmasına zemin oluşturmuş bulunmaktadır. Önceki döneme ait halen esas alınabilir nitelikte içtihatlara yer verilmiş, “uygulamacı gözüyle” yeni kurumların ve ilkelerin tanıtımı yapılmıştır. Özellikle Yargıtay 11. HD ve ilgili ceza dairelerinin bu alanda yarattıkları birikimin Marka Hukukumuzu biçimlendirdiğini teslim etmek gerekmektedir. Nitekim 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun getirdiği, ‘sessiz kalma yoluyla hak kaybı’ gibi birçok yeni hükmünün mehazı, yönergenin yanında, 11. HD’nin içtihatlarla sağladığı kazanımlardır.
Kitap, uygulamacı bakışıyla temel kaynaklardan, içtihatlardan ve AB Hukuk kaynaklarından yararlanılarak hazırlandı. Bununla birlikte, doktrin tartışmalarına girilmeksizin, açıklamaların pratik ve sade bilgiler olması, Kanuna dayalı olmasına özen gösterildi.
- Taksit Seçenekleri
- Axess KartlarTaksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim145,00145,00275,40150,80351,23153,70626,10156,60917,72159,50Finansbank KartlarıTaksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim145,00145,00275,40150,80351,23153,70626,10156,60917,72159,50Bonus KartlarTaksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim145,00145,00275,40150,80351,23153,70626,10156,60917,72159,50Paraf KartlarTaksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim145,00145,00275,40150,80351,23153,70626,10156,60917,72159,50Maximum KartlarTaksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim145,00145,00275,40150,80351,23153,70626,10156,60917,72159,50World KartlarTaksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim145,00145,00275,40150,80351,23153,70626,10156,60917,72159,50Diğer KartlarTaksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim145,00145,002--3--6--9--
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
- Yayınevinin Diğer Kitapları
- Yazarın Diğer Kitapları