Ürün Sepetinize Başarıyla Eklendi
Sömürgecilik Dönemi Sonrası Romanında Müslüman Kadın - Halkkitabevi

Sömürgecilik Dönemi Sonrası Romanında Müslüman Kadın

Stok Kodu
9786052314302
Boyut
15x22
Sayfa Sayısı
172
Basım Yeri
İstanbul
Baskı
1
Basım Tarihi
2020-01
Resimleyen
ba9908b8ee594d70866219a21ea7f11a
Kapak Türü
Ciltsiz
Kağıt Türü
2. Hamur
Dili
Türkçe
70,00TL
%18 İNDİRİM
57,40TL
Taksitli fiyat : 9 x 7,02TL
Stokta var
9786052314302
706974
Sömürgecilik Dönemi Sonrası Romanında Müslüman Kadın
Sömürgecilik Dönemi Sonrası Romanında Müslüman Kadın
57.40

Sömürgecilik Dönemi Sonrası Roman olarak adlandırılan eserlere katkıda bulunanların arasında pek çoğu Birleşik Krallık’ta yaşayan, bazıları Birleşik Krallık’a gelip giden çok sayıda Müslüman kökenli roman yazarı da vardır. Bu romancıların bir kısmı Müslümanların ve özellikle de Müslüman kadınların hem kendi vatandaşlarının hem de İngilizlerin önyargıları, baskıları ve kısıtlamaları nedeniyle ezildiklerini ve ihmal edildiklerini anlatarak son derece olumsuz tablolar çizerler. Bir kısmı ise Müslüman kimliklerini İngiliz değerleri ile uzlaştırabilen, Müslüman kimliğiyle sorunu olmayan ve sadece doğumundan dolayı değil bilinçle de Müslümanlığı benimsemiş karakterlerin hikâyelerini anlatırlar. Bu yazarların diğer yazarlardan farkı; İslam dünyasını geri kalmış ve vahşi, Müslüman erkekleri kadın düşmanı, Müslüman kadınları ise cahil ve boyun eğmiş olarak gören Batı edebiyatındaki ve “Sömürgecilik Dönemi Sonrası Edebiyat”taki bazı kalemlerin aksine İslamiyet’i kaçılması gereken bir sistem değil kadını daha güçlü kılan bir inanç olarak göstermeleridir.

Baş kadın karakteri Müslüman Bangladeş kökenli Monica Ali’nin Brick Lane (2003), Pakistan kökenli Nadeem Aslam’ın Maps for Lost Lovers (2004), Sudan-Mısır kökenli Leila Aboulela’nın The Translator (1999) ve Hindistan-Tanzanya kökenli Shelina Zahra Janmohamed’in Love in a Headscarf (2010) romanlarında ırkçılık, ayrımcılık ve ekonomik sorunların yanı sıra başka etnik kökenden olmanın, göçmen olmanın, kadın olmanın, Müslüman olmanın zorlukları yansıtılmaktadır. Ali ve Aslam’ın romanlarında çizilen geleneklerine bağlı, ataerkil yapıdan mustarip, İngiliz toplumundan kopuk ama kapalı toplumlara özgü sorunları yaşayan, Müslüman olduğu için sıkıntı çeken kadın karakterlere karşı Aboulela ve Janmohamed’in romanlarında iyi eğitilmiş, İngilizceye hâkim, işi olan, Müslüman kimliğiyle mutlu ve Müslümanlığın gereklerini yerine getiren, haklarını bilen kadın karakterler görünür.

Kapat