Sürgün
Dünyanın devrimci çalkanımlara gittiği 60'li yıllarda, İzmir Namık Kemal Lisesinde okuyordum. O yıllarda birlikte yazmaya çalıştığımız edebiyat ve şiir aşığı arkadaşlarım vardı: Şair Levent Atalay, Şeytan Mehmet, romancı Emin (Muti), Abdullah Özkan, radyocu Ali İhsan Yakut, ressam M. Emin Başaranbilek, Refik Durbaş, Küçükkuş, Özel vb. Hepimizin temel ortak noktası 'Yazmak'tı. Bunların içinde mavi havacı üniforması ve omzundaki yıldızlarla hepimize fark atan biri vardı: Teğmen Sedat Erden. Ben ona 'Kara Sedat' adını taktığım için, 'Kara Sedat' olarak bilinirdi çevremizde. Biz ilk şiirlerimizi yazmaya çalışırken Kara Sedat Yordam Dergisinde muhteşem öykülerini yayınlamaya başlamıştı bile (1965).
Kara Sedat 1969 yılında 'O güzelim mavi üniformasını ve yıldızını fırlatıp attı. Mersin'e gitti ve bu kentte sol yayınlar satan bir kitabevi açtı. Mersin Devrimci Gençlik Derneğini kurdu arkadaşlarıyla, bir süre de başkanlığını yaptı. Sonra? Evet! Sonra? Duyduk ki, Kara Sedat bu kez Avustralya'ya gitmiş. Yıllarca haber alamadın kendisinden. Bir kaç yıl önce Stockholm'deki evimin telefonu gece yarısı çaldı, telefondaki ses: "Ben Paris'deyim, haydi atla gel!" diyordu. Tabii ki, Kara Sedat'dı bu. Hartum, Yeni Delhi ve Meksiko büyükelçiliklerinden sonra Paris'e İdari Ataşe olarak atanmıştı. İşte elinizdeki bu roman: Sürgün, Avustralya'ya göçmen olarak giden ve bir gemide tayfalık yaparak ülkesine dönen yazarın, Avustralya'daki sürgünlük yıllarından çarpıcı kesitler sunuyor.
Sağlam, arı ve usta bir dille dünyanın bilmediğiniz bir köşesinden çarpıcı insan manzaraları. Çevre ve doğa anlatımında ince ve şiirli bir anlatım. Romanın sonunda da yazar yaşamıyla dürüst ve sıkı bir hesaplamaya giriyor. Romandaki insanlar 'kurma insanlar' değil, yaşayan insanlar. Avustralya'ya giderseniz karşılaşabilirsiniz sokaklarda. Bazı romanlar vardır, insanın hayatını değiştirir. Bazıları insanda müthiş bir mutluluk uyandırır. Bazılarını da, okuduktan sonra dünyaya eskisi gibi bakamazsınız artık.
Sedat Erden'in "Sürgün"ünü okuduktan sonra dünyaya daha farklı bir gözle bakacağınızdan eminim.
-Özkan Mert-
- Açıklama
Dünyanın devrimci çalkanımlara gittiği 60'li yıllarda, İzmir Namık Kemal Lisesinde okuyordum. O yıllarda birlikte yazmaya çalıştığımız edebiyat ve şiir aşığı arkadaşlarım vardı: Şair Levent Atalay, Şeytan Mehmet, romancı Emin (Muti), Abdullah Özkan, radyocu Ali İhsan Yakut, ressam M. Emin Başaranbilek, Refik Durbaş, Küçükkuş, Özel vb. Hepimizin temel ortak noktası 'Yazmak'tı. Bunların içinde mavi havacı üniforması ve omzundaki yıldızlarla hepimize fark atan biri vardı: Teğmen Sedat Erden. Ben ona 'Kara Sedat' adını taktığım için, 'Kara Sedat' olarak bilinirdi çevremizde. Biz ilk şiirlerimizi yazmaya çalışırken Kara Sedat Yordam Dergisinde muhteşem öykülerini yayınlamaya başlamıştı bile (1965).
Kara Sedat 1969 yılında 'O güzelim mavi üniformasını ve yıldızını fırlatıp attı. Mersin'e gitti ve bu kentte sol yayınlar satan bir kitabevi açtı. Mersin Devrimci Gençlik Derneğini kurdu arkadaşlarıyla, bir süre de başkanlığını yaptı. Sonra? Evet! Sonra? Duyduk ki, Kara Sedat bu kez Avustralya'ya gitmiş. Yıllarca haber alamadın kendisinden. Bir kaç yıl önce Stockholm'deki evimin telefonu gece yarısı çaldı, telefondaki ses: "Ben Paris'deyim, haydi atla gel!" diyordu. Tabii ki, Kara Sedat'dı bu. Hartum, Yeni Delhi ve Meksiko büyükelçiliklerinden sonra Paris'e İdari Ataşe olarak atanmıştı. İşte elinizdeki bu roman: Sürgün, Avustralya'ya göçmen olarak giden ve bir gemide tayfalık yaparak ülkesine dönen yazarın, Avustralya'daki sürgünlük yıllarından çarpıcı kesitler sunuyor.
Sağlam, arı ve usta bir dille dünyanın bilmediğiniz bir köşesinden çarpıcı insan manzaraları. Çevre ve doğa anlatımında ince ve şiirli bir anlatım. Romanın sonunda da yazar yaşamıyla dürüst ve sıkı bir hesaplamaya giriyor. Romandaki insanlar 'kurma insanlar' değil, yaşayan insanlar. Avustralya'ya giderseniz karşılaşabilirsiniz sokaklarda. Bazı romanlar vardır, insanın hayatını değiştirir. Bazıları insanda müthiş bir mutluluk uyandırır. Bazılarını da, okuduktan sonra dünyaya eskisi gibi bakamazsınız artık.Sedat Erden'in "Sürgün"ünü okuduktan sonra dünyaya daha farklı bir gözle bakacağınızdan eminim.
-Özkan Mert-Format:Kitap
- Taksit Seçenekleri
- Axess KartlarTaksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim6,076,0723,166,3132,146,4361,096,5690,746,68Finansbank KartlarıTaksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim6,076,0723,166,3132,146,4361,096,5690,746,68Bonus KartlarTaksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim6,076,0723,166,3132,146,4361,096,5690,746,68Paraf KartlarTaksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim6,076,0723,166,3132,146,4361,096,5690,746,68Maximum KartlarTaksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim6,076,0723,166,3132,146,4361,096,5690,746,68World KartlarTaksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim6,076,0723,166,3132,146,4361,096,5690,746,68Diğer KartlarTaksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim6,076,072--3--6--9--
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
- Yayınevinin Diğer Kitapları
- Yazarın Diğer Kitapları