Ürün Sepetinize Başarıyla Eklendi
Türkiye Sinemasında Aidiyetsizliğin Mekanı: Kayıplar ve Ölüler Kenti İ

Türkiye Sinemasında Aidiyetsizliğin Mekanı: Kayıplar ve Ölüler Kenti İstanbulKayıplar ve Ölüler Kenti İstanbul

Stok Kodu
9786057789181
Boyut
16x24
Sayfa Sayısı
320
Basım Yeri
Ankara
Baskı
1
Basım Tarihi
2021-07
Resimleyen
5ecac908cdca4be38d235a8baf2bffff
Kapak Türü
Ciltsiz
Kağıt Türü
2. Hamur
Dili
Türkçe
237,00TL
%12 İNDİRİM
208,56TL
Taksitli fiyat : 9 x 25,49TL
Stokta var
9786057789181
820674
Türkiye Sinemasında Aidiyetsizliğin Mekanı: Kayıplar ve Ölüler Kenti İstanbul
Türkiye Sinemasında Aidiyetsizliğin Mekanı: Kayıplar ve Ölüler Kenti İstanbul Kayıplar ve Ölüler Kenti İstanbul
208.56

1950-1980 aralığındaki filmlerde, hatta bu dönem 2000’lere kadar getirildiğinde nerede olduğunu biliyorken tehdit eden İstanbul aslında varlığıyla bir tehdit sunmaktadır. Merkezin neresi ya da parçalanmamış İstanbul’un nasıl olduğu, görüntü düzeyinde filmlerde görülür. 2000’ler Türk sinemasında İstanbul ‘yokluğuyla bir tehdit’ sunmaktadır. Kentin parçalanmasıyla filmlerde İstanbul, aidiyetsiz mekânlarıyla, yaşamanın ve yerleşmenin mümkün olmadığı ‘tehdit eden kent’ hâlindedir. Aidiyetini mekânla bir adım ilerisi kentle kuramayan 2000’ler Türk sinemasının karakterleri İstanbul’da huzursuzluk içerisinde yaşarlar. Karakterler mekân olarak bedenleriyle de bir aidiyet ilişkisi kuramazlar. Aidiyet duygusunun mekânı beden, filmlerde kıstırılmışlık, taciz, işkence, tecavüz vb. edimlerle de aidiyetsiz bir mekâna dönüşür. Kentin değişmeyen yanı ya ölümü ya da kaybı kimi zamansa ikisini birden getirmesidir. Filmlerde İstanbul, ölüler kentidir ve mezarlıklar kent adına konuşur: İstanbul’da ölüm olmazsa olmazdır! İstanbul’a ölüm yakışır. Filmler ölümden bağımsızlaşamazlar.

Kapat