Ürün Sepetinize Başarıyla Eklendi
Türkiye'de Sosyoloji Üniversitede 101. Yıl - Halkkitabevi

Türkiye'de Sosyoloji Üniversitede 101. YılZiya Gökalp'e Saygı Sosyoloji Yıllığı 24

Stok Kodu
9786059093637
Boyut
16x23
Sayfa Sayısı
300
Basım Yeri
İstanbul
Baskı
1
Basım Tarihi
2016-09
Resimleyen
4ef7bac9a25347fb83163b5b1d35a2fd
Kapak Türü
Ciltsiz
Kağıt Türü
2. Hamur
Dili
Türkçe
220,00TL
%20 İNDİRİM
176,00TL
Taksitli fiyat : 9 x 21,51TL
Stokta var
9786059093637
523477
Türkiye'de Sosyoloji Üniversitede 101. Yıl
Türkiye'de Sosyoloji Üniversitede 101. Yıl Ziya Gökalp'e Saygı Sosyoloji Yıllığı 24
176.00

Türk sosyolojisi deyimini yadırgayanlar bulunmaktadır. Bu deyimin yadırganmasını anlamak mümkün değildir. Çoğu konuda geçerli olacak biçimde, Türk romanından, Türk tiyatrosundan söz edilmesine karşı çıkan olmamaktadır. Buna karşılık Türk sosyolojisi denildiğinde alınganlık gösterilmektedir…Türk sosyolojisini inkar etmek ya da böyle bir sıfatı kabul etmemek, Türk halkının gelişmeler önünde söyleyebilecek farklı bir sözü olmadığı anlamını taşıyor. Biz bunu kabul etmiyoruz. Aksini de söylemek mümkündür. Eğer Türk halkının gelişmeler önünde farklı bir sözü bulunmuyorsa, ne yönde çaba gösterirsek gösterelim bir Türk sosyolojisinden de söz etmek mümkün olmayacaktır. Oysa bu tartışmanın aşılmış olması gerekirdi. Bugün Türk sosyolojisi deyimini yadırgayanlarburjuva sosyolojisi-Marksist sosyolojiayrımına da acaba aynı kolaylıkla karşı çıkabilecekler mi? Sosyoloji gibi toplumla çok yakından ilgili bir bilimin çıkar ilişkilerinin dışına çıkabileceğini savunmak zordur. Sırasında Alman ya da Fransız sosyolojisi denilmiştir, ama aralarındaki farklara rağmen cephe dayanışması içinde ortak bir Batı sosyolojisinden söz edilebilecektir. Böylece farklar önemsenmeyecek bir düzeye inebilecektir. Biz Türk sosyolojisinden, ne çalışmayı yürütenin kimliğini, ne de konunun Türkiye ile ilgili olmasını anlıyoruz. Özellikle konunun Türkiye ile ilgili oluşunu değil. Bilim de toplumun ürettiği, toplum ve tarih koşullarına bağlı bir faaliyettir. Toplumun üstünde, topluma dışardan aşılanmış bir olay değildir. Toplum ve toplumlar arası ilişkiler bir çekişme ve çatışma alanı iken bilimin, özellikle toplum bilimlerinin bu çatışan çıkarların üzerinde evrensellik kazanabilmesini düşünebilmek mümkün değildir. Bu aşamada bilimden en fazla bekleyebileceğimiz, bu çatışma ve çelişkilerin aşılmasına yardımcı olmasıdır.

Kapat